Gönderi

104 syf.
·
Puan vermedi
. "Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmayız biz ve uykuyla çevrilidir küçücük hayatımız..." Bu girizgâh neden? Rüyaya dair yine Avrupa edebiyatından bir iktibas ile başlamak istedim o yüzden. "Hayat Bir Rüyadır". Kitabın ismi bu. Atasözü gibi bir tınısı var. Pedro Calderón de la Barca'nın tiyatro eseri. Konusu ilgi çekici. Kim tüm yaşadıklarının bir rüyadan ibaret olmadığını iddia edebilir? Hayatımız gerçek ile rüya arasında bir uyuşukluk hali değil mi? Kendi yüzümüzü ancak bir yansımada görebildiğimiz bu dünya bir rüyadan başka ne olabilir? Bâb Aziz filmindeki her gördüğü kuyuya atlayan zavallıyı düşünüyorum. İstemsiz düştüğü bir kuyuda bir tatlı rüyaya esir olan zavallı. Aynı rüyayı görmek umuduyla gördüğü her kuyuya atlayan zavallı. "Zengin, kendisine onca kaygı veren zenginliğinin rüyasını görür; yoksul yoksulluğunun." Zenginlik ve fakirliği birer rüya olarak yorumluyor de la Barca. Rüya dediği şey vehim midir yoksa? Zengin, onca zenginliğine rağmen fakir ve muhtaç olduğunu zenginlik vehmiyle unutmuyor mu? Fakir, hakiki zenginliğin acizlik ve fakirlik olduğunu hatırlayabiliyor mu? Karşımızda bir ayna olmaksızın kendi çehremizi ne kadar hatırlayabiliyoruz? Bizi rüyadan uyandırabilecek bir aynaya nasıl sahip olabiliriz? Zamana sığmayan rüyalar ve rüyaya sığmayan dünyalar arasında varlığımızın koordinatları siliniyor. Corona rüyasından uyandığımızda dünyamızda kulluğumuza dair nasıl bir tabir kalacak? Sahi Corona da bir rüya mıdır?
Hayat Bir Rüyadır
Hayat Bir RüyadırCalderon de la Barca · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2011589 okunma
·
86 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.