Gönderi

''Benim için umutsuzluk nöbeti halinden çıkmanın kendimi had safhada zorlamaya değer olduğunu söyledim.Derin bir umutsuzluktansa korkunç bir zorlanmayı tercih ederim, dedim. (...) Kendini kontrol etmek, beyni kullanarak emir verebileceğin ve sana boyun eğen bir mekanizmaya çevirmek bir zevkti. İnsan ancak bu kontrolle mutlu olur ve kendi doğasını tanırdı.(...)Duygularının gölgesinde kalmak, ruhunun normal, kesintisiz karanlığına karşı hiçbir şey yapmamak insanı umutsuzluğa sürülüyordu.Aklımın hakimin olduğu yerde umutsuzluğun imkansız olduğunu söyledim.(...) Çoğu insan duygu insanıydı, akıl insanı değil; dolayısıyla çoğunluk umutsuzluğun peşinden gidiyordu, aklın değil.”
Sayfa 39
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.