Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Michael Reddy’nin “kanal metafor” diye adlandırdığı dil hakkındaki dilimizin kabaca aşağıdaki kompleks/karmaşık metaforla yapıya kavuştuğu gözlemler: DÜŞÜNCELER (yahut ANLAMLAR) NESNELERDİR. LİNGUİSTİK İFADELER TAŞIYICIDIR. İLETİŞİM GÖNDERİDİR/GÖNDERMEDİR. Konuşan kişi fikirleri (nesneleri) kelimelere (taşıyıcılara) yerleştirir ve onları (bir kanal boyunca), kelime/taşıyıcılardan yoksun fikir/nesneler olarak anlayan dinleyicilere gönderir. Reddy İngilizcedeki dil hakkında konuşurken kullandığımız ifadelerin en az %70’inin böyle olduğu sonucuna varır. İşte bazı örneklerler: KANAL metaforu •Bu düşünceyi ona karşı kullanmak zordur. •Sana bu fikri verdim. •Nedenleriniz bize bildirildi. •İyi bir fikre sahip olduğunda, onu derhal kelimelere dök. •Daha fazla düşünceyi daha az kelimeyle ifade etmeye çalış. •Düşünceleri bildik bir cümleye kolay kolay tıkıştıramazsın. •Anlam tam da kelimelerin içindedir. •Anlamları yanlış kelimelere sığdırmayı deneme. •Kelimeleri çok az anlam taşıyor. •Bu girişin büyük bir düşünce içeriği var. •Sözlerinin içi boş görünüyor. •Bu cümle anlamdan yoksun. •Bu düşünce aşırı derecede yoğun pragraflara gömülmüş. Bütün bu örneklerde, metaforun gizlediği herhangi bir şey olduğunu görmek ve hatta burada bir metafor olduğunu görmek çok zordur. KANAL metaforunun LİNGUİSTİK İFADELER ANLAMLARIN TAŞIYICILARIDIR boyutu kelimelerin ve cümlelerin kendi başlarına herhangi bir kontekstten yahut konuşmacıdan bağımsız anlamlara sahip olmasını gerektirir. Sözün gelişi metaforun ANLAMLAR NESNELERDİR kısmı, anlamların insanlardan ve kontekstten bağımsız bir varoluşa sahip olmasını icap ettirir. Metaforun LİNGUİSTİK İFADELER ANLAMLARIN TAŞIYICILARIDIR diyen kısmı, kelimelerin (ve cümlelerin) yine kontekstlerden ve konuşmacılardan bağımsız anlamlara sahip olmasını gerektirir. Bu metaforlar bir çok duruma - kontekst farklılıklarının sorun teşkil etmediği ve diyaloğun bütün katılımcılarının cümleleri aynı şekilde anladığı durumlara - uygundur. Bu iki gerekliliği, KANAL metaforuna göre herhangi bir cümle hakkında doğru tarzda söylenebilecek ‘Anlam tam da kelimelerin içindedir’ gibi cümleleri örneklendirir. Fakat kentekstin önemli olduğu birçok durum vardır. İşte gerçek bir sohbette Pamela Downing tarafından kaydedilen meşhur bir örnek: Lütfen elma suyu sandalyesinde oturunuz. “Elma suyu sandalyesi” ifadesi nesnenin herhangi bir türünden bahsetmenin geleneksel bir tarzı olmadığından, kontekstinden izole edilmiş durumda bu cümlenin hiçbir anlamı yoktur. Fakat bu cümle ifade edildiği kontekstte tam anlamını kazanır. Yatılı misafir kahvaltıya kalmıştır. Kahvaltı madasında üçü portakal suyu ve biri elma suyu olmak üzere dört servis vardır. Elma suyu sandalyesinin ne olduğu artık açıktır. Ve ertesi sabah elma suyu olmadığında dahi hangi sandalyenin elma suyu sandalyesi olduğuda açıktır. 35-38
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.