Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kadın olmak
Doğmalar, büyümeler, danteller, pembeler, uçuşan kaçışan binbir görüntü ve oyuncak bebekler, oyuncak evler, oyuncak çay takımları, yemek odaları, yatak odaları ve oyuncaktan bir gelecek kurgusu, gelecek, gelecek, korkunç ve karanlık, korkunç ve zift gibi, çamur gibi yapış yapış ve içine çeken, sürekli, sürekli, petrolden bir bataklık, plastikler ve naylonlar, naylondan bilezikler, kolyeler, tokalar, saç örgüleri, kurdeleler, pelerinler, kloş etekler ve fırfırlar, fiyonklar, genç kız terlemeleri, genç kız tüyleri, genç kız sivilceleri, genç kız rüyaları, kurmanın yasak yaşamanın ölümcül olduğu genç kız rüyaları, aşklar ah o aşklar, hülyalı bakışlar, kokulu silgiler, kıvrılmış defter uçları, kıvrılmış kirpikler ve baldırları sıkan beyaz okul çorapları, çağlalar, çilekler, aybaşları, ağrılı, kanlı, kokulu, iç bunaltıcı ve çok öfkeli, memeler şiş, memeler irili ufaklı, sütyen izleri ve sütyen izlerinde kaybolan kendin olabilme hayalleri, daha on beşinde anlamak ve bilmek ve çılgınca bilmek asla ve asla istediğin kişi olamayacağını, istediğinle öpüşemeyeceğini, istediğin işler, istediğin hayatlar ve istediğin koşular ormanlarda, hayvanlar gibi özgür ve hayvanlar gibi kendiliğinden, olmayacak, olmayacak, hep susturulacak, hep içe atılacak, hep dibe gömülecek, daha da dibe, sonsuz bir unutkanlığa teslim olacak kendin olmalar ve yavaş yavaş ve ama korkunç bir şiddetle dönüşülecek başka bir bene, başka birine, herkesin öyle olmanı istediği, herkesin belirlediği, zamanın, ülkenin, komşu ülkelerin, kendi konu komşunun, annenin, babanın, masalların, ders kitaplarının ve senden önce doğup büyümüş ve kendi olamamış tüm kadınların, onlarla şekillenmek, onlarla yeni bir ben yaratmak, çekiştire çekiştire her yanından, ağdalar, kaş almalar, makyajlar ve korselerle biçim verilerek, fönler ve ojelerle süsleyerek, kırmızılar, kibarlıklar, nazlar, zarifliklerle, bokunun bile kokması yasak, anla işte, böyle bir dünya, böyle bir dünya ve dünya böyle istiyor seni, hep böyle, hanım hanımcık ve uslu ve söz dinleyen ve itaat eden ve boyun eğen ve kabul eden ve susan ve sustuğunu dahi unutan, olduğu şeye biat eden ve sabreden ve cevaplardan uzak, sorulardan, kalıplar Füsun, kalıplar, buz kalıpları gibi seni şekle sokarak ve istediği biçimde dondurarak ruhunu ve kalbini ve aklını ve sen olan ne varsa bedenin dahil ve belki en çok bedenine işkencelerle sen olan ne varsa onu yok ederek ve akışkan olmanı hiçe sayarak katı, kaskatı ve sımsıkı ve hep bu oluş halinde, hayat çok adil değil mi Füsun, hayat sonsuz. Dişine bulaşmış rujdan daha önemli bir şey olamaz, eteğinden sarkan iplikten, kaçık bir çoraptan ve hafifçe yana eğmekten boynu bir öneri karşısında ve elbette reddederek ne varsa içinde seni sen yapan ve kabul ederek ne varsa dışarıda seni başka biri yapan. Ak Füsun, yalvarırım ak! Su ol yeniden ve ak hayata!
Sayfa 168 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.