Mayıs ayı üzerine düşünceler.
"Haziranda Ölmek Zor'u bana imzalatmaya gelen kimi dostlar, sevgiyle soruyorlardı:
“Haziranda ölmek zor da, temmuzda, ağustosta, mayısta kolay mı?”
Ben de şöyle diyordum onlara:
“Dilerim onüçüncü ayda ölesiniz!”
“Onüçüncü ay yok ki!”
“Öyleyse çok yaşayın!”"
Mayıs'ın bitiminden sadece 2 gün sonra kaybettiğimiz Orhan Kemal'e (ki 1991 yılında Ahmed Arif ve geçen yıl yine 2 Haziran günü Teyzem, 3 Haziran ise Nâzım Hikmet) atfettiği Haziranda Ölmek Zor ile anısını böyle paylaşmış 2. basımının önsözünde Hasan Hüseyin.
Ve yine geldi çattı Mayıs ayı...
Hangi güzel insanları vermedik ki kara toprağın altına, sanki doğa ile inatlaşırcasına. Çünkü tabiat ana bu ayda daha bir doğurganlaşıyor ve nice güzelliklerini seriyor gözlerimizin önüne.
1 Mayıs 1977, 34 emekçi ablamız ve ağabeyimiz,
6 Mayıs 1972, tek çocuğumun isim babası ve 2 yoldaşının darağaçlarında katledilmesi,
13 Mayıs 2014, patronların kârlarına daha fazla kâr eklemeleri için göz göre göre gelen bir facia ve 301 maden emekçisinin katledilmesi,
17 Mayıs 2002, Asrın Pir Sultan'ı sayılan Aşık Mahzuni Şerif'in vefatı,
18 Mayıs 1973, işkencede katledilen komünist önder İbrahim Kaypakkaya,
Ve 31 Mayıs 1971, Nurhak Dağları'nda gözlerinin ışığı söndürüldü bu ülkenin 3 evladının, ki o ışığın bütün vatanı saracağından korktular çünkü egemenler.
Kaybettiklerimizi düşündükçe acaba derim;
Sabahattin Ali 1932 yılında, adına şiirler yazdığı Mayıs ayında bu kadar acı yaşayacağımızı bilse, yine de "ayların gülü" der miydi?
"Mayıs, ayların gülüdür, /
Taze bir çiçek dalıdır, /
İçerim ateş doludur; /
Mayıs'ta gönlüm delidir. /
Yeşil dağlara göçülür, /
Kızıl şaraplar içilir; /
Yârim dökülüp saçılır, /
Mayıs'ta gönlüm delidir. /
Göklere karşı yatılır, /
Dertlerimiz unutulur; /
Eski sevgiler atılır; /
Mayıs'ta gönlüm delidir. /
Uzakta kuşlar seslenir; /
Gönlüm genişler, beslenir; /
Yaşamağa heveslenir, /
Mayıs'ta gönlüm delidir. /
Yumuşak rüzgârlar eser; /
Çimenlerde yârim gezer; /
Yanılır, bana gülümser; /
Mayıs'ta gönlüm delidir."
“Mayıs ayını bu kadar kötüledin, hiç mi güzel birşey olmadı?”
Diye soracak olursanız.
Olmaz mı?
Tarih yaprakları 19 Mayıs 1919'u gösterirken bu vatan toprakları üzerinde doğa kanunlarına aykırı bir olay yaşandı.
Güneş ilk defa doğudan değil de kuzeyden doğdu ve bizler o güneşin adına Mustafa Kemal dedik.
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.