Don Quıjote bir, Copperfield iki... Bu iki kitabın neden bu kadar popüler olduğunu anlamadan elime geçen ilk kitaplarını okudum. Elime geçen ilk kitaplar, sanıyorum 600 - 1000 sayfalık kitabın özü bizdedir, deyip karşıma gelen kısa kalıntılardan oluşturulmuş. Saydığım ikilinin aslında bu kadar kısa olmadığını öğrenince de "Heeeeeeııııığ" demiş ve düşüncesiz kalakalmıştım. Copperfield. Ne söyleyeceksem okuduğum bu 96 sayfalık kitaptan yola çıkarak söyleyeceğim. Kitabın hoşa gider tarafı olduğunu kendi adıma söyleyebilsem de çocuk için yazılan bu kitabın, amacına ne kadar uygun olduğunu bilmiyorum. İçerisinde uygunsuz şeyler olduğunu ima etmiyorum. Sözü kısaltıp gediğine oturtmak niyetiyle söylediklerimi yok sayıp en baştan şöyle diyorum: Kitap, yaşadığımız yüzyıl çocuklarının ilgisini çekebilecek donanımda değil... En iyisi, sözü kökünden kısaltıp hiçbir şey söylememek. Kitabı bitirince kitap hakkında yazmak gerekir düşüncesine organik bir şekilde erişmediğim için böyle dandik bir inceleme yazısı yazdım. Gözlerini babasız dünyaya açan küçük Copperfield'ın acıklı öyküsü. Annesi ve hizmetlisiyle günlerini geçiren küçüğümüzün macerası üvey babanın eve gelmesi, oradan yatılı okula geçip annesinin ölmesi ve üvey babasının onu zorla çalıştırması sonucu çalıştığı yerden kaçıp kendisini kabul etmeyen halasına sığınmasıyla başlıyor. Acaba, bildim deyip neyi bilmiyorum?

David CopperfieldCharles Dickens · Timaş Yayınları · 20183,573 okunma

·

60 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.