Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Ben fabl tarzı kitapları oldum olası çok sıkıcı buluyorum ve bir de bir zamanlar herkes tarafından çok ünlenen her yerde adını gördüğüm kitapları okumaktan da nefret ediyorum o yüzden hayvan çiftliğini okumayı erteleyebildiğim kadar erteledim ama tam kapanmada çerezlik kitaplar serime bu kitabı eklemeyi de ihmal etmedim. Kitap beni ilk başlarda aşırı derecede sıktı hem de aşırı yani sürekli bir başka kitaba yöneldim elime almak dahi istemedim desem yeri var. Ama akşam kendimi zorlayarak artık bitirmem gerek dedim fakat kitabın yarısından sonda hikaye beni çekmeye başladı. Hayvanları severim ama tüm hayvanlardan da korkarım ama atlara yakın arkadaşımın çok sevmesi üzerine aşırı bir sempatiklik besliyorum ve Boksör’ün ölümü olsun, onun o çiftlikten ayrılış sahnesi olsun (ki bunu kafamda milyonlarca kez canlandırdım) beni çok derinden etkiledi bu olaylar. Domuzlara özellikle de Napolyon’a çok sinir oldum elimde olsa bir kaşık suda boğabilirdim Aslında kitap tam olarak da gerçek Dünyayı yansıtmıyor mu ? İlk baş herkese eşit davranılıyor gibi gösterilip gerçek hayatta zengin fakir ayrımı nasıl varsa, kitapta da ilk baş tüm hayvanlar eşit gösterilip daha sonra ise bazılarının diğerlerinden daha üstün olduğuna değiniliyor. Ne garip aslında herkes eşit ama kime göre neye göre eşitiz oturup düşünülmesi gereken bir konu. Kitap bittiğinde tam olarak bana yaşamı sorgulattı...
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Sahi Kitap · 2021248,9bin okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.