Gönderi

(...)Yeşilin kaç tonu var? Bilmiyorum. Ara renklerin isimlerini hatırlamak konusunda pek iyi olduğum söylenemez. Ama adını bilmediğim onlarca tonu var yeşilin. Nisan’ın on sekizi yeşili. Mayıs’ın beşi yeşili. Temmuz’un yirmi yedisi yeşili… Adını bilmiyor olmam ya da adının henüz konmamış olması bu renklerin olmadığı anlamına gelmiyor ya. Bir gün bu düşüncemden Tugay’a bahsetmiştim. O, dil, gerçeklik ve post yapısalcılık kolun uzun, sıkıcı bir nutku kararlılıkla sürdürürken, ben oturduğumuz bahçedeki renk değişimlerinin boyutlarını kavramaya çalışıyordum. Onun oturduğumuz yerin gerçek güzelliğinden değil de, o yerin güzelliği ile belli referanslar arasında bağlantı kurabilmiş olmaktan heyecanlanmasına hâlâ şaşırıyorum. Yine de gördüğüm “homo-academicus” türleri içerisinde en naif ve zararsız olan Tugay’dır sanırım. Bizimkiler pek sevmez, bilirsin. Ama iyidir. Hele bizim bölümün kalanını düşününce…
·
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.