Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Türk Tarihi Üzerine..
Gönül Hanım 1920 yılında Tasvir-i Efkar gazetesinde tefrika ettirdiği Gönül Hanım romanı, yabancılar tarafından keşfedilen, okunan ve bilim dünyasına duyurulan Orhun yazıtlarına dikkat çeken, ‘bizden’ olduğunu hatırlatan edebi bir metindir. Ahmet Hikmet, Türklüğün ilk yazılı belgelerine dikkat çekmekle kalmamış, romanı edebi bir düzleme oturtmuş ayrıca makale ve fikri eser romanı dedirtecek kadar da yazıtlar hakkında bilgi vermiştir. Mehmet Tolun, Gönül Hanım, Ali Bahadır Bey ve Bela Zichy tesadüfen tanışmışlar ve dördünün bir ortak özelliği vardır; Ata yurdunu merak etmek. Okuyucu, romanda Gönül Hanım ve sefer heyetinin maceralarını okurken, yazıtlar hakkında bilgi edinmekle kalmaz, Orta Asya’ya uzanan sefer heyetiyle birlikte yolculuğun bir parçası olur. ‘Göç, sefer, yol, yolculuk’ üzerine kurulu bu roman; Türkiye Türkü, Tatar Türkü, Macar’dan oluşan dört kahraman tesadüfen tanıştıkları esnada, o vakitler Türk dünyasının pek bilmediği, varlığından haberdar olunmadığı ve kaynakların yabancılar tarafından araştırılmaya alındığı yazıtları merak ederek Türk dünyasına tanıtmak ister ve ilk yerli ilmî heyeti oluştururlar; ’Gönül Hanım ve sefer heyeti’ Gruptaki kişiler sefer heyetine çıkarlar, yol boyunca tarihi ve ilmi sohbet ederler. Vardıklarında Kültigin ve Bilge Kağan anıtlarını bulurlar. Anıtlar hakkında bilgi edinirler, kopyalarını çıkarırlar ve Türk dünyasına tanıtmak maksadıyla sefer heyetini tamamlamış olurlar. Ahmet Hikmet, romanın bu esnasında edebi eser hüviyetini arka plana alarak yazıtlar hakkında bilgi verir, yazıtları ve ilk yazılı belgeleri okuyucuya tanıtır. Zaman zaman da makale ve fikri hüviyeti arka plana alarak okuyucunun romanın akışına kapılıp gitmesini sağlar, bunu sağlamak için de romanda Gönül Hanım, Kont ve Tolun Bey arasında aşk üçgeni kurmuştur. Romanı okurken dönemin şartlarını değerlendirecek olursak, o günkü Türkiye Türklerinin unuttukları köklerini hatırlatan ‘Türklüğün ilk el kitabı’ sayılacak bu roman, Milli edebiyat döneminde yazılan ve hala haklarında Türk araştırmacılarının tam manasıyla söz sahibi olamadığı Türk yazıtları hakkında yazılan ilk edebi metindir. Romanın içerisinde Türkçe hususunda söylenilen fikirler, dönemin şartlarına göre yenilikçi ve ilericidir. Bu anlamda Ahmet Hikmet, dönemsel olarak çok zor bir işe imza atmış, Türk birliğini, araştırmacı ve sorgulayıcı olunması gerektiğini romanda vurgulamış ve bunu okuyucuya Mehmet Tolun’un günlüğünden alıntılarla aktarmıştır. Romanda, Rodloff, Thomsen, A. Von Le Coq, Vamberi gibi çalışmalarından söz edilmesi gayet önemlidir. Ahmet Hikmet, tüm tarih ve kültür birikimini dört karakter üzerinden okuyucuya gayet edebi ve kararlı bir dille aktarır. Eser, Milli Edebiyat anlayışının romana yansımış en iyi örneğidir. Tema milliliktir. Türk dünyasını konu edinmesi, gezilip gözülen coğrafyadaki Türklerin içinde bulundukları sosyal,siyasi,dini,iktisadi durumlarının tespiti, tarihi ve kültürel eserleri halka tanıtma, yeni bir uyanış hamlesi için yapılması gereken girişimleri ve bu girişimleri başlatmak için üzerimize düşen vazifelere bir göndermedir. Turan düşüncesinin romana yansımış halidir. İsmail Gaspıralı; "Dilde, fikirde, işte birlik!" Gönül Hanım kitabı, İsmail Gaspıralı'nın bu mükemmel sözünün adeta romanlaşmış hâli.
Gönül Hanım
Gönül HanımAhmet Hikmet Müftüoğlu · Bilge Kültür Sanat · 20181,579 okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.