ama sen gülersen lo her taraf aydınlanır.
dişlerin pembe dilinin yoluna dizilmiş nurdan birer fener ki
hâla hatırladıkça gözlerim kamaşır.
az önce penceremi açarken,
gece uzun ipekli bir kumaş gibi dağılıyordu rüzgârda.
sen saçlarını çözünce gece olur biliyorum.
taktığın gül gökte bir ay gibi duruyordu.
fakat bir gün gelecek lo,
yavaş yavaş şafak sökecek o ipek saçlarının kıyısından.
çünkü zaman bir rüzgârdır daima eser
ve daima şişiktir yelkenlerimiz ki
hep yol almaktayız ülkesine ihtiyarlığın.