Baht Meselesi - Süleyman Ragıp Yazıcılar
"İnsanlar sürekli kendisini yükseltecek, işleyecek, erdirecek 'manâlar' ile dolmalı. Bunu yaparken bir yandan kendi iç dünyasına yönelmeli ve iç alemini iyi okumalı. Yaşadığı olayları iyi tahlil edip ne manâya geldiklerini kendi benliğinde yerli yerince oturtmalı. Sıradan görünen çoğu şeyin büyük manâlar taşıdığını görmeli ve kuyumcu hassaslığıyla manâ avlamalı."
(sayfa 160)
Süleyman ağabeyin kalemini çok sevdim. Daha önceki kitaplarını okuduğumu da göz önüne katarak ve yukarıdaki satırları da hesap ederek kendisinin tam bir manâ eri olduğunu hüsn-ü zan ediyorum.
Yazı yazmak onun için yaşamak ile özdeş. Eserleri günceler üzerine olduğu için fikir dünyasını kaygı taşımadan gayet yalın üslubuyla okuyucuya taşıyor. Belki bizim ufacık yahut önemsiz gördüğümüz olaylar, onun gönül âleminde eşsiz manâya bürünüyor. Bu bakımdan artık eşyaya, insanlara, yaşadığım 'anlara' farklı açıdan bakmayı öğretti bana.
Kitabı muhabbete mazhar olurcasına okudum. Günce - deneme türündeki bu kitabıyla da sadrıma şifa veren cümleler ile karşılaştım. Kâh Üsküdar'ın esnafını, insanlarını tanıdım kâh onun tanıdığı gönül erleriyle selamlaştım. Mekân ve şahıslar onun dilinden farklı bir boyut alıyor. Her satırı samimiyet belki biraz da hüzün kokuyor. Yüzeysellikten derinlere nasıl inilir sorusunun cevapları var belkide. Her insan ayrı bir dünya, sanırım Süleyman ağabeyin dünyası beni bir hayli hüzünlendirdi 5 yaşında yetim kalmış, annesinin verdiği mücadeleyi işlemiş satırlara zaman zaman. Tevazunun, şükrün farklı bir parçasıydı velhasıl.