Gerçeği anlatmakla başlamış, gerçeküstüne geçmiş sonra her ikisini de bir kenara itmiş kitap! Hakan Günday günümüz yeraltı edebiyatının Türkiye temsilcisi olmuş bir yazardır. Bu kitap insanın kulaklarını tıkadığı gerçekleri ortaya koymakta ve 'sende duy' diye haykıran bir kitap. Sürekli karamsarlıktan, ölümden, vahşetten bahsedilmeyi sevmediğinizi hatta çoğu zaman bu huyumdan yakındığınızı biliyorum ama dünya maalesef bu temel üzerine kurulurken hâlâ Polyanna kalmanın zor olduğunu hatırlatır ve kitabı şiddetle okumanızı tavsiye ederim. Kendi gerçekliğini yakalamak için hayatı tüm iğrençliğiyle ellerinde tutan iki insan Kinyas ve Kayra. Derine indikçe kayboldukları sekiz yıllık Afrika maceralarında; cinayetten, uyuşturucu kaçakçılığına, tecavüzden, şiddete kadar her türlü kötülükte birleşmiş ve kaybolmuş insanlıklarını yazarak bulmaya çalışmışlardır. Alıntı; "İnsan kendini bulmak için daha ne kadar kaybedebilirdi ki!" Zihninin karanlık noktalarına üzerinde "TEADİUM VİATE" (yaşamın boşluğu, hayatın anlamsızlığı, anlamına gelen Latince bir söz) yazan çakmakla ışık tutan iki ayrı bedenin tek ruhta toplanması ve duygusuzluğa varmak için yürümeleri. Yanlış ve doğru yoktu onların hayatında her şey yaşamak ve ölmekle alakalıydı. İnsanın kendisinden başka hiçbir ölçütü olmadığı için ortada soru da yoktu ve ayrıldı yolları... Kayra hep hayaliyle yaşadığı zihin ölümünü gerçekleştirmek, Kinyas hayata yeniden doğmuş olmanın hazzını keşfetmek istedi. Daha önce hiçbir kitabın altını bu kadar çok çizmemiştim. Hiç bitsin istemedim. Tek bir inancımı pekiştirdi bu kitap; "Hayatın anlamı, anlamsızlığında!" Yazdığı son satırlar; Kayra için "hiçbir şey yok, hiçbir şey yok" Kinyas için "her şey var, her şey var." diye bitiyor.

Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,9bin okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Finnari Kakaraska