Ben yine bahçedeyim, bahçelerden de çıkamayacağız gibi duruyor...Neyse seri okuma beceriksizliğimi herkes biliyor artık, geçenlerde itiraf etmiştim bu durumu... Ama bu kitabı daha fazla bekletemedim. Kendileri, Farseer Üçlemesi’nin ikinci kitabı bu arada.
Suikastçının Çırağı’ndan sonra bu kitap bana daha bi keyifli geldi. Çünkü birinciye göre dilini, akıcı ve sürükleyici buldum. Ayrıca daha çok şey yaşanıyor. Yazar resmen iki kitap arasında anlatım şeklini ve üslubunu geliştirmiş gibi görünüyor. Takdir edilesi bir durum bu... 680 sayfalık bu fantastik kurguda sizleri neler bekliyor peki?
Başına hep değişik olaylar gelen ve siyasi saray entrikaları içinde hapsolmuş Fitz’in olgunlaşma dönemindeyiz. Ergenliğin çılgın yönlerini bastırmak zorunda kalarak, soyu için önemli görevleri yüklenen Fitz’in fırtınalı bir süreçle imtihanını okuyoruz. Birinci kitapta aklım çok karışmış ve sorularla bitirmiştim. Kraliyet Suikastçısı’nda ise her şey yerine oturdu ve heyecan hiç peşimi bırakmadı.
GOT’u okumayıp sadece izleyen biri olarak, o dizinin tadını hissedebildim bu kitapta. Ölüm tehlikesi var, saray ve taht oyunları var, acımasız savaşlar var, garip büyüler ve zombimsi vakalar var... Fantastik kurguların en dikkat çekici kitaplarından biri olmayı da hak ediyor bence. Ülkemizde pek bilinmemesi ise çok üzücü.
Alfa Kitap ‘ın bu seriyi daha fazla öne çıkarmasını ve reklamını yapmasını isterdim açıkçası. Bu tür kitaplar daha fazla okunmalı.
Bakalım diğer kitapta neler olacak? Çünkü sonu fena heyecanlı bitti...