Yazarın Hayvan Çiftliği adlı kısa romanından sonra okuduğum için daha bir anlamlı oldu. Her iki eseri de okumamış olanlara, önce Hayvan Çiftliği ve peşinden 1984 adlı romanı okumalarını tavsiye edebilirim. Kitapları edebi üslup ve yeterlilik açısından eleştirebilecek seviyede görmüyorum kendimi. Edebiyat profesyonel anlamda işim olmadığı gibi, ileri derecede bir amatör de değilim, bu kitap için de bu anlamda haddimi aşmak istemem. Ancak ve ancak konunun ve içeriğin kendi açımdan değerlendirmesini yapabilirim ki; bu bile görecelidir. Bir çok yorumlardan okumuşsunuzdur; Hayvan Çiftliği yazarın Stalin komünist Rusya'sına taşlama olarak kaleme aldığı alegorik bir eser olarak görülür. 1984 adlı romanda ise yazar, böyle bir sistemin gelecekte nasıl bir aşırı kontrolcü ve baskıcı bir sisteme dönüşebileceğini gösteren, kabus senaryosunu ele almış. Kitabın giriş kısmı bir miktar sıkabilir okuyucuyu. Fakat sıkılıp bir kenara bırakmayı düşünecek okuyucuya ısrarla devam etmesini salık veririm. Giriş bölümünden sonraki olaylar okumayı daha akıcı hale getiriyor. Ben yazarın kaleminden, bir toplumun nasıl bir değişimden geçerek, böyle bir duruma düşebildiğini anlatan bir romanı da okumayı çok isterdim. Masum bir demokratik düzen nasıl olup da böyle bir dikta doğurabilir? SPOILER-Gerçi romanda somut olarak bir diktatör de yok. Büyük Birader (Big Brother) kavramı da bu roman ile birlikte çıkmış ve kitap boyunca okuyucuda bir kişi olduğu algısı oluşurken, aslında bir kişi olmadığını da görüyoruz. Bu şekilde, toplumların kendi diktatörlerini, aslında kendilerinin yarattığı mesajını alıyorum ben yazardan. Tavsiye edebileceğim bir eser olup, keyifli okumalar dilerim arkadaşlar..

1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166,4bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ercan Çakır