Gönderi

Şeytan (Allah'ın ona lanet etsin) bu vakitlerde nefislere vesvese vererek şöyle dedi: "Allah'ın düşmanları ve onların zebanileri her geçen gün daha da kuvvetlenmektedirler. Müslümanlara karşı mücadelede en yeni aletlere sahipler. Her gün güçleri daha da artıyor. Beldelerde dolaşıyor ve diledikleri şekilde kullara tahakküm kuruyorlar. Boyunlar onların önünde bükülüyor. Sizler kışın buzdolabı, yazın ise fırın olan zindanlara atılmış bir haldeyken, yiyecek, içecek, elbise, örtü ve hatta nefesinize yetecek kadar hava bulamazken nasıl oluyor da Allah'ın dostları oluyorsunuz?!" Bu ancak bu tür yerlerde yaşayan kimselerin doğrulayabileceği bir hakikattir. İşte bunlar, bu zor vakitlerde Şeytanın fısıldamış olduğu vesveselerdir. İşte bu, kötülüğü emreden nefsin, bu zor yerlerde harekete geçtiği andır. Bu durum, çok büyük bir mücadeleyi gerektirir. Bu durum, sebata ihtiyaç duyan, imtihanların üzerinde bir imtihandır. Bu kardeşe gereken, kendisine şunu söylemesidir: "Görmüyor musun? Eğer Allah şehitler almak istiyorsa, müminleri öldürmek üzere ellerini uzatacak topluluklar yaratmayacak mı? Ömer'in şehit edilmesi için Ebu Lü'lüe'nin benzerlerinin gelmesi gerekmez mi? Ali için Abdurrahman ibni Mülcem'in benzerlerinin gelmesi gerekmez mi? Sümeyye için Ebû Cehil'in benzerlerinin gelmesi gerekmez mi?"
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.