Gönderi

Çok iyi hatırlarım, çocukluğumda kurumuş bir kaktüs vardı, sulardım onu her gün. İyi bakardım yeşermesi için, ama her sabah buğday sarısı gördüğümde içim acırdı. Tek umut ettiğim şey onun yeşermesiydi. Birgün onun yavaş yavaş yeşerdiğini gördüm, yemyeşildi. Kırmızı bir çiçeği vardı. Çiçeğini elime aldığımda dikeni battı. Elimi kanatmıştı, çok ağlamıştım; çünkü o çiçek her uyandığımda çocukluk duygularımın arkadaşıydı. O günden sonra kaktüse bir daha bakmadım, korkmuştum. Yıllar sonra biraz da olsa anlamıştım, umut bir düşün başlangıcı bir düşün bitişiydi. Hayatın kuralıydı bu, sevmek bazen insanın canını yakıyordu.
Sayfa 15
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.