Bir savaşla başladı her şey. Bir savaşla son buldu her şey.-
Sıkı tutunun, bu kitapta gerçeklerle beraber gecenin sonuna doğru yolculuğa çıkıyoruz...
-Avrupa'ya, Afrika'ya, Amerika'ya...-
Kitaptaki kahramanımız(Korkağımız) olan 'Bardamu'nün' Birinci Dünya Savaşı'na asker olarak katılmasıyla başlıyor her şey. -Aslında kendisi için her şey orda bitiyor-
Bardamu(Fransız) savaşa katılıyor evet, hem de süper güç Almanya'ya karşı (Kim durabilirdi ki karşılarında). Ama aynı zamanda en büyük savaşını kafasının içindeki sorularla vermeye başlıyor. Kazanırsa kaybedecek...
Korkuyor ölmekten,korkuyor savaşmaktan, korkuyor açlıktan, korkuyor düşünmekten.
Düşünüyor üsttekileri, düşünüyor alttakileri, düşünüyor kötülükleri, düşünüyor iyilikleri.
Neye karşı? Kime karşı? Kimin için? Ne için? savaştığı hakkında bir fikri yok.
Kendisi de diyor zaten; "Almanlar bana bir şey yapmadı ki neden öldüreyim onları?"
Bardamu'nun şansı yaver gitti ve savaşta yaralanarak hastaneye yatırıldı sonra ordu baktı ki bundan bir cacık olmayacak, bastılar tekmeyi. O da evine döndü, özlediği evine...
Ama hiçbir şey eskisi gibi değildi artık. Fransa da eskisi gibi değildi ve savaştan nasibini almıştı, almaya devam ediyordu ve almaya devam edecekti. -Savaş bu, boru mu?-
Yoksulluk, açlık, hırsızlık, yağmacılık, göç, aklınıza ne gelirse artık, almış başını gidiyordu gecenin karanlığına doğru.
Bardamu o kadar korkaktı ki savaştan kaçmak için, ölmemek için Fransa'dan Afrika'ya kıçı kırık bir gemiyle yolculuk yapmayı göze aldı. "Mutluluk, biz nerde yoksak oradadır ne de olsa" mantığıyla
Afrikada'da onu çok afilli gerçekler karşıladı.
Gerçekler ne mi?
Afrika'nın sömürgeye karşı çaresizliği
Afrika'nın yoksulluğa karşı çaresizliği
Afrika'nın açlığa karşı çaresizliği
Afrika'nın çamurlu su içmeye karşı çaresizliği
Afrika'nın ırkçılığa karşı çaresizliği
Bu gerçeklerle yaşamak zordu doğrusu...
Zira Bardamu'da zar zor yaşadı da kıçını zor kurtardı Afrika'dan.
Orda kalanlar düşünsün artık yaşamayı. Ne de olsa her koyun kendi bacağından asılmıyor mu?
Amerika'ya savurdu kader onu. Bir geceden başka bir geceye doğru... Gündüzler haramdı ona ve onun gibilerine.
Amerika!
Dolar ülkesi!
Amerika'daki gerçekleri anlatmaya gerek var mı? Paran yoksa bir hiçsin! Koca bir hiç! Yoksun!
"Ya hepten milyoner ya da hepten leş! ortası yok!"
Bardamu'da yokları oynuyordu işte. Var olup da yok olmayı sindiremiyordu.
Fransa'ya döndü her şeyin başladığı yere. Ve yarım bıraktığı şeyleri(eğitimini) tamamlamaya.
Sonrası mı? Sonrası malumun ilanı işte bir insan gerçeklerin farkına vardıktan sonra nasıl yaşaması gerekiyorsa o şekilde yaşıyor. :)
Acı gerçekleri yaşayarak, yaşatarak, bize göstererek...
--------------
Louis-Ferdinand Céline kendi kalemiyle hayatın perde arkasını, hayatın acımasız gerçeklerini, hayatın cilvesini, hayatın sillesini artık neyi var neyi yoksa bir kitap yapıp, "Alın okuyun aciz insanoğlu!" dercesine yüzümüze doğru fırlatmış.
Hayatı çok mu seviyorsunuz? Okuyun kitabı
Hayatı hiç sevmiyor musunuz? Okuyun kitabı
Her türlü okuyun yani.