Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
8/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Remzi Ünal Polisiyesi ya da bir İstanbul Polisiyesi
Celil Oker, Çıplak Ceset isimli polisiye kitabıyla ilk kez, bizleri Remzi Ünal ile buluşturuyor. “-Remzi Ünal… Remzi Ünal’la mı görüşüyorum? -Evet, Remzi Ünal” dedim. Remzi Ünal… Şu, Hava Kuvvetleri’nden müstafi, THY’den kovulma, kendine saygısı olan hiçbir “frequent flyer”ın adını bile duymadığı sekizinci sınıf charter şirketlerinde bile tutunamayan, sayenizde MS Flight Simulator’un Cessna’sını bile adam gibi indirmekten âciz eski pilot, ex-kaptan, nevzuhur özel detektif Remzi Ünal…" Özel dedektifimiz Remzi Ünal, arkadaşının gazeteye verdiği ilandan sonra bir telefon alır. Reklam bir işe yaramıştır, Remzi Ünal teklifi değerlendirir. Uçak biletini alır ve İstanbul'dan Tarsus'a iş teklifini yapan Yusuf Bey ile görüşmeye gider. Görüşme olumlu sonuçlanır ve dedektifimiz Yusuf Bey'in yeğeninin ortadan kaybolmasını araştırmaya başlar. Not: Remzi Ünal'a hayranlığım romanın sonunda gerçekleşti diyebilirim. Agatha Christie hayranıyım ve polisiye türünü kraliçe diyeceğim yazarımla tanışınca sevdim. Remzi Ünal'ı romanın sonunda Agatha Christie'nin romanlarındaki Mösyö Poirot'a has bir tarzda gri hücrelerini kullanıp olayı takır takır anlatmaya başladığı an dedim işte bu; favori dedektiflerimin arasına hoş geldin. İncelemenin devamı FAZLASIYLA SPOİLER içerir. !!! Remzi Ünal, kayıp olan İbo'yu ararken konunun önemli olduğunu düşünmüyordu; ya bir kız meselesiydi ya da gençliğin verdiği rahatlıktan, ilgi çekmekten kaynaklanan bir kaybolma meselesiydi. Fakat romanda olayların gelişmesiyle amcası Yusuf Bey'in dedektifimizden sakladığı sırlar gün yüzüne çıkınca olay kafasında yeniden şekilleniyor ve yeni bir hal alıyor. Yusuf Bey'in acil iletilmesini istediği bir paket var ve bu paket Remzi Ünal ile beraber teslim edilecek. Dedektifimiz araştırmaların arasında paketi götürmeyi unutuyor ve iş sahibinin ısrarları ile ünlü müzik prodüktörü Orhan Yılmaz'ın stüdyo dairesine giriyor. Kapı aralık kalmış sanki biri aceleyle kaçmış gibi. Yerde yatan çıplak bir ceset var, kasıklarından kan akıyor cinsel organına ateş edilmiş. Remzi Ünal, cesede yaklaşmıyor sadece uzaktan inceliyor, polisin soruşturmasına alınmak istemiyor katilin nasıl kaçma özgürlüğü varsa onun da sessiz kalma özgürlüğü olduğunu düşünüyor. Ama bir kere şüphelendiği için elindeki paketi belli olmayacak bir şekilde açıp bakıyor, paketin içi dolar dolu. Boğaziçi öğrencilerinden İbo hakkında öğrendiği bilgiler doğrultusunda Sinem'in verdiği adrese gidiyor. Adreste kokoinden kafası uçan bir kız açıyor kapıyı ama evde İbo yok. Zuhal ile konuşunca İbrahim'in alelacele evden çıktığını öğreniyor. Çat kapı zil çalıyor ve Remzi Ünal'ın betimlemesiyle iki ayı tarafından kaçırılıyor. Mafya babası betimlemesinde bir dayı ile karşılaşıyoruz. İbrahim'i kaçırdıklarını düşünerek sorguya çekiyorlar dedektifi, Remzi Ünal kendini tanıtıyor ve zekasını kullanarak işin içinden sıyrılıyor; dayıya bilgi veriyor. "Bilgi güçtür. Biraz güç göstermeye karar verdim" -Remzi Ünal. Cinayet haberi gazetelerde görüp telaşlanan Yusuf Bey ise hemen İstanbul'a geliyor. Remzi Ünal artık gerçeklerin konuşulması gerektiğini söylüyor ve gerçekler dile geliyor; artık sır yok. “Salıncağa binmeye niyeti olmayan adamı sallandırmış olmayı ne yapsan ödeyemezsin” dedim" -Remzi Ünal. Bu sözün aslını da anlatmak istiyorum. İbrahim dört yaşındayken babasıyla yatakta çırılçıplak yatarken amcası görüyor, İbrahim'in arkasında ıslaklık ve kardeşini de o şekilde görünce kardeşine intihar süsü verip öldürüyor. Remzi Ünal işin sadece bir kayıp vakası olmadığını, Yusuf Bey'in sadece basit bir kumaş tüccarı olmadığını bir satıcı olduğunu, İbrahim'in de Boğaziçi Üniversitesini bu çıkarlar doğrultusunda kullandığını öğreniyor; sırlar açığa çıktı. Fakat sırlar sadece bununla kalmıyor. İbo fotoğraf sanatını çok seviyor ve bunu nü fotoğrafları ile de ispatlıyor diyebilirim. İbrahim, Zuhal ve Sinem'in fotoğraflarını görüyor Remzi Ünal. Ardından porno kasetlerini. Anlıyoruz ki çocukların kafası uçmuşken çekilmiş ve Orhan'ın eline düşen kasetler bunlar. Orhan bu kasetlerle Zuhal'i tehdit ve taciz ediyor. Bir de değinmeden geçemeyeceğim kilit bir karakter daha var. Boğaziçi'nin öğrenci dekanı Kurtar Toprak. Üniversite bitince gitmemiş oraya bağlı ve sadık biri. Yerin altında kulağı var deyiminin karşılığı bu karakter; kampüste olan biten her şeyden haberi var. Kısacası Celil Oker, her bir karakteri romanın kurgusunda olayların seyrini değiştirebilen, durdurabilen ve sürükleyebilen özgülükte karakterler yaratmış. Remzi Ünal serisinin ilk kitabının son sayfaları ile de beni şaşırtmayı başarmıştır.
Çıplak Ceset
Çıplak CesetCelil Oker · Oğlak Yayınları · 0580 okunma
·
160 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.