Adil hocamız tarafından yazılan bu kitap, tam anlamıyla Adil hocanın dilini ve dünyasını yansıtmakta bizlere. Hayata hep böyle edebi bakar kendisi. Bu yönüyle de öğrencilerinin gönlünü fetheder ya inceden inceye. Bu kitap, sosyal bilimler ile İslami ilimler arasında canlı bağlantılar kurma ihtiyacı sebebiyle yazılmıştır. Her iki alan da birbirinden ayrı uzmanlık alanlarına sahip gözükse de, özellikle sosyoloji ile din birbirinden ayrı tutulmamalıdır. Konuya fenomenolojik bilgi sosyolojisi açısından yaklaşan yazar, var olan gerçekliğin insanın anlam dünyası tarafından oluşturulduğunu, İslami geleneğin de bu açıdan incelenmesi gerektiğini ifade eder. Anlam dünyası ile bir gerçeklik oluşturan insan, bu anlam dünyasında kendi tarihselliğini de barındırır. Dünün o tarihini anlamadan, kurulmuş o dünyanın doğru anlaşılması mümkün değildir. İslam geleneği özelinden bakarsak duruma, İslam'ın ilk ortaya çıktığı dönemdeki kavramların, olguların, sosyal-tarihsel şartların oluşturduğu "anlam dünyasını" anlamadan, İslam geleneğini oluşturan Kur'an metnini doğru anlayamayız. Bundan yoksun bir şekilde var olan günümüzdeki "anlama" (tefsir vb), Kur'an metnini ve İslam geleneğini, kendimizden yola çıkarak anlamadır. Fakat "anlama"yı doğru şekilde gerçekleştirmek için, metinden kendimizi doğru gelmeli, metnin taşıdığı sosyolojik-tarihsel gerçeği görmeli, metindeki "ilke"yi anlamalı, bu ilkeyi "günümüz anlam dünyasına" katmalıyız. Bu da ancak fenomenolojik bir yöntem kullanmakla mümkündür, diyor bu kitap. Yani benim anladığım kadarıyla böyle... Çünkü şu an yazdıklarım, kendi anlam dünyamda oluşturduğum yargılar olabilir. Eğer bir gün fenomenolojik yaklaşım tarzını, hayat düsturum yapabilirsem, hocanın bu metnini de "hocanın anlam dünyasındaki haliyle" anlayabilirim... Sadece bunu keşfetmek bile bu kitabın bana kattığı şeyler içerisinde yeterlidir. Ve tabii, bu kitabı okuyunca sadece bunu keşfetmekle kalmıyor insan. İslam'a dair farklı bir bakış açısı da kazandırıyor insana, farkında olmadan. Çünkü kitaptaki amaç, İslam propagandası veya tam tersini yapmak değil, tam anlamıyla hermeneutik yapmak, fikrimce. Bu açıdan, İslam araştırmacılarına açacağı yeni yollardan çok, sosyologlara din hakkında sunacağı farklı bakış açısı etkiledi beni en çok. Ama söyleyeyim, kitaptaki amaç daha çok İslam araştırmacılarına mesajlar göndermek. Bir ilahiyatçı olarak, mesajları aldığıma inanıyorum. Sadece içselleştirmek için zamana ve tabi algı değişimine ihtiyacım var. Kısacası, kitap her iki alan okuyucusu için de önemli bir eser. Okunmalı, okutulmalı. Kitabı okumak için iki şey gerekmekte. Birincisi kendini eleştirmekten korkmayacak açık bir zihin. İkincisi ise Adil hocanın kelimeleri dans ettiren üslubuna hazırlık.

Bilgi Sosyolojisi ve İslam AraştırmalarıAdil Çiftçi · Ankara Okulu Yayınları · 201515 okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.