Gönderi

Sonradan yapılan itirafa göre katiller, Sultan Aziz'in odasına girip öncelikle kapıyı kilitlemişlerdi. İki harem ağası (Reyhan ve Râkım Ağalar) kapıyı tuttular. Kısa bir boğuşmadan sonra Fahri bey, Sultan Aziz'in kollarını arkadan tutarken Cezâyirli Mustafa ve Boyabadlı Mehmed Pehlivanlar, padişahın dizlerine oturdular. Yozgatlı Mustafa Pehlivan ise keskin bir çakıyla, hükümdarın bilek damarlarını kesti. Süratle işlerini gören katiller, pencereden bahçe yoluyla kaçtılar. Bir müddet sonra ve gürültüler üzerine oraya gelen Valide Sultan oğlunun kanlar içinde yattığını görüp ağlamaya başlayınca saray halkı Sultan’ın odasına toplandı. Devlet ricalinden olay yerine ilk önce, Kuzguncuk’taki yalısında bulunan Hüseyin Avni Paşa geldi. Daha ölmemiş olan Sultan, Hüseyin Avni’nin emri ile saray karakolunun kahve ocağına götürülüp ot bir sedire yatırıldı. Can çekişen Abdülaziz Han’ı tedavi için hiçbir müdahalede bulunulmadı. Hüseyin Avni, Midhat ve Rüşdü Paşa’nın gözleri önünde vefat eden Sultan’ın üzerine eski bir perde örtüldü ve doktor çağrıldı. Doktorlar, Sultan’ın vücudunu muayene etmek istediklerinde Hüseyin Avni:”Bu Ahmed, Mehmed Ağa’nın değil bir padişahın cenazesidir, her tarafını açtırıp size gösteremem!” diyerek mâni oldu.
Sayfa 228 - Timaș YayınlarıKitabı okudu
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.