Gönderi

Şu hâlde, İnsân-ı Kâmil hiçbir şey yapmaz, yani bir şey yapmış olmak niyetiyle bir şey yapmaz. Bir kimsenin bir şey yaptığı ân bunu yapmış olmasının bilinci onun bu fiilini "gayr-ı tabiî" kılar. Buna karşılık, İnsan-ı Kâmil herşeyi, kendisini ve diğer şeyleri kendi tabîatlarına [yâni, bir bakıma, kaderlerine] terkeder. İşte Adem-i İcraat (wu wei) teriminin anlamı budur. İnsân-ı Kâmil hiçbir şey icrâ etmediği içindir ki hiçbir şeyi de icrâ edilmemiş halde bırakmaz. Ve kendi Adem-i İcraat'ı dolayısıyla da eninde sonunda her şeyi yapmış olur. Çünkü bu mertebede kendi varlığı ile Tabîat özdeşleşmiş bulunmaktadır. Tabîat da, aslına bakılacak olursa, hiçbir şeyi zorlamaksızın her şeyin üstesinden gelir.
Sayfa 213 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.