Boğazımda kocaman bir düğüm var. Bruno ve Shmuel, içimden size sımsıkı sarılıp yanaklarınızdan öpmek geliyor. Sizin kalbiniz; yaşadıklarınız, şahit olduklarınız için çok temiz ve çok hassas. Tıpkı tüm dünyada hak etmediği şekilde yaşamış olan ve maalesef hala yaşayan çocuklarınki gibi. Dünyada bitmek bilmeyen ırkçılık, üstünlük kurma savaşı, hırslar ve zulümlerin bir örneği olan Yahudi toplama kampı, bu iki küçük çocuğun gözünden anlatılıyor. Ve bence kitabı etkileyici yapan da bu. Onların dünyasında her şey çok daha farklı. Sorguluyorlar ama sonuca varamıyorlar. Anlam veremiyorlar. Ve en önemlisi de büyüklerin somut olarak yaptığı engeli onlar kalpleriyle aşıyorlar.
Keşke çocuklar hiç ağlamasa hiç üzülmese...