Mimarların kendilerine sormaları gereken soru şudur: Bizler hala mimarlığı bir "milli" mesele olarak görüp, pratik ve söylemlerimizi o milli sınırların içine mi hapsedeceğiz, yoksa mimarlığın uluslar-üstü dilini, kültürel ve ekonomik bağlarımız olan coğrafyalarla yeniden ilişkiler kurmak için mi kullanacağız Merkezini yitiren günümüz mimarlık dünyasında, geleceğin mimarlığının nasıl şekilleneceği biraz da bu sorunun cevabında yatmaktadır