Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

142 syf.
7/10 puan verdi
Gönül Hanım romanı Türkçülüğü, Turancılığı kültürel açıdan ele alan tek roman olmasının yanı sıra Orta Asya’dan söz eden ilk romandır. Ahmet Hikmet romanda kültürel bir Turan çerçevesi oluşturup Müslümanlığı da bu çerçevenin dışında bırakmamıştır. Mehmet Tolun adının ana karaktere verilmesi de boşuna değildir. Tolun, Anadolu’lu,Türk ve Müslüman bir karakteri temsil etmektedir. Müslümanlığın artık Anadolu Türkü’nün esası olduğu vurgulanmıştır. Üsteğmen Mehmet Tolun, Birinci Dünya Savaş’ında Ruslara esir düşmüştür.Sibirya’da bir esir kampında tutulmaktadır. Bir gün kasabaya inen Tolun, lokantada Tatar kardeşler; Gönül Hanım ve Ali Bahadır Kaplanov ile dilin kökeninin Türk olmayanlar tarafından çözümlenmesini eleştirip milletin kurtuluşunun kendi kökenlerini tanımaktan geçtiğini tartışmışlardır. Zamanla sohbetleri ilerlemiş Tolun’un esir arkadaşı Macar Kont Bela Zichy de sohbetlere dahil olmuştur. Ciddi bir hazırlıktan sonra Orta Asya’ya, Orhun Abideleri’ne doğru yola çıkmışlardır. Oluşturdukları bu heyete “Gönül Hanım Sefer Hey’eti” adını koymuşlardır. Gönül Hanım oldukça eğitimli bir kadındır. Dönemin kadınları evde otururken Gönül Hanım’ın böyle bir maceraya atılması ve birkaç dil bilmesi gibi faktörlerle Ahmet Hikmet, oluşturulan klasik kadın algısını yıkmıştır. Mehmet Tolun ile Gönül Kaplanov’un aralarında geçen diyalogda Gönül Hanım’ın soyadının Türkçe karşılığının “Kaplanoğlu” olması konusunda Gönül Hanım’ın “Kaplankızı” soyadını tercih etmesi çağın çok ilerisinde bir davranıştır. Romanda çizilen Turan çerçevesi oldukça geniştir. Bu çerçeve Anadolu Türk Müslümanlığını içine alırken Macarları da bunun dışında bırakmamıştır. Kültürel bir Turan anlayışı, çok daha geniş kitlelerin kültür birliğini hedeflemiştir. Romanda Macar Kontun ve Mehmet Tolun’un, Gönül Hanım’a karşı ilgili olduğunu görmekteyiz. Kont Bela’nın nazik davranışlar sergilemesi, sürpriz hediyeler alması centilmence davranışları gibi durumlar yansıtılırken Mehmet Tolun’un, Kont Bela’ya göre bu konuda ne kadar tecrübesiz olduğunu görmekteyiz. Roman bu yönüyle Osmanlı Türk erkeklerinin ya yakın akrabalarla evlenmeleri ya yakınındaki bir kadınla evlenmeleri ya da görücü usulü evlenip evlenince evlendiği insanı tanımaları konusuna da bir eleştiri getirmiştir. Romanın ilerleyen kısımlarında Kont Bela, Gönül Hanım’a evlilik teklif eder ancak bu teklif reddedilir. Bu davranışla romanda gayrimüslim bir karakter olması bakımından Kontun bu Turan anlayışı içinde daha pasif bir konumda kaldığı çıkarımı yapılabilir. Kont Bela’nın adının gerek Türkçe karşılığının olumsuz bir anlam ifade etmesi, gerek teleffuz zorluğu gibi konular nedeniyle Bilal olarak değiştirmeleri de tesadüf değildir. Ezanı ilk okuyan kişi olan Bilâl-i Habeşî’ye çağrışımda bulunulmuştur. Romanda Türklerin yükselmesi için bir yol haritası çizilmiştir. Bu yol haritasına göre özetleyecek olursak bunlar hedeflenmiştir: Sulh ve sükûn sağlanmalı. Yabancılara tanınan imtiyazlar kaldırılmalı. İslam dini diğer dinler gibi bozulmaya uğramadığı için yükselme ve refah için bir vasıta olarak kullanılmalı. Latin alfabesi fikir yolumuzdaki eserleri bir anda yok etmek olacağı için elimizdeki Arapça harfleri dilimize göre düzenlemeliyiz. (Bu düzenlemeye diğer Turanî milletlerin de uyacağı düşünülmekte.) Bir yerin idarecileri o yerin ileri gelenlerinden, eğitimli ve asil kişilerinden seçilmelidir. Bu kişiler büyük şehirlerde tahsil, terbiye ve tecrübe görüp kendi kasabalarına döndüklerinde ahaliye örnek olmalıdırlar. Ural-Altay kavimleri arasındaki bağları tespit edebilmek için çok yönlü çalışmalar yapılmalıdır. Türklerin başka milletlerin eline geçmiş olan zanaatlere rağbet etmeleri teşvik edilmeli. Bunun gibi daha birçok madde çıkarımında bulunulmuştur. Heyet, Abide’ye ulaştıklarından kısa bir süre sonra temizleyip Abide’yi okurlar .Abide’nin başında yazılanları okuyup duygusallaşırlar. Kont, aşkını kalbine gömüp Abideler’in başında Tolun Bey ve Gönül Hanım’ın nişanını ilan eder. Yazar ideal olan Türk birliğinin nasıl kurulmasını karakterler aracılığıyla bizlere böylece aktarmıştır. Nişan merasiminden sonra kitabe kopya ve istinsah edilmiştir. Ancak yazarın gönlünden geçen Abide’nin İstanbul’a Müze-i Hümâyûn’a nakledilmesidir. Bunun da ancak güçlü bir devlet olunursa yapılabileceği vurgulanmıştır. Gönül Hanım, romanın sonunda Tolun ile evlenerek öğretmenlik yapmaya başlar, tipik bir şekilde milletin annelerinden birine dönüşür ve devleti var edecek olan milletin çocuklarını yetiştirmeye başlar. Romanda, Türkçülüğün yol haritası merkeze alınırken teknik bilgilere fazlaca yer verilmiştir. Orta Asya coğrafyası hakkında verilen detaylı konum bilgileri romanı okunması güç bir duruma getirmiştir. Bir macera romanı gibi ilerleyen romanda yapılması gereken maddelerin listelenmesi romanı akademik bir seviyeye taşımıştır. Bu durum edebiyatçıların hoşuna gitse de sıradan okuyucular, bu durumdan hoşnut kalmayabilir. Ancak sohbet içine harmanlanarak verilmek istenen mesajların düzgünce verilmesi yazarın başarısını bizlere yansıtmıştır.
Gönül Hanım
Gönül HanımAhmet Hikmet Müftüoğlu · Akçağ Yayınları · 20181,567 okunma
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.