Gönderi

248 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Yeni bir yazar keşfetmenin mutluluğu içindeyim. Çok bilinmeyen unutulmaya yüz tutmuş Selçuk Baran, gerçekten okunmayı hak ediyor. Neden az okunduğunu anlamış değilim. Oğuz Atay gibi o da döneminde okunmuyor. Bu durumu şu sözleriyle dile getiriyor: "Yazı yazmayı son iki yıldır bıraktım. Nedeni de, Türk okuyucusuna bir türlü ulaşamam, bu yüzden de okunamamam.( ...) Demek ki ben okuruma yakın olmayı beceremedim, bu yüzden çekilmeye yöneldim.Gerçi insan başkaları için değil, kendisi için yazar." Maalesef ki Selçuk Baran, günümüzde de okunmuyor. Elimden geldiğince onu ve eserlerini burada tanıtmaya çalışacağım. Bir Solgun Adam'da, emekli bankacı Mehmet Taşcı'nın işini ve ailesini bırakıp bir çatı evinde yalnız başına yaşaması anlatılıyor. Mehmet Taşcı'nın başından geçen olayları hem günlüğünden okuyoruz hem de 3.tekil kişi anlatımıyla ona dışardan bakıyoruz . Bu anlatım, benim çok hoşuma gitti. Aylak ve tutunamayan bir karakter olan Mehmet Taşçı, aslında hayatı, insanları seviyor. Tam bir tutunamayan değil. Daha çok aylaklık var. Altını çizdiğim çok cümle oldu ve beni çok dinlendiren bir okuma oldu. Hani bazen her şeyi bırakıp gitmek isteriz. Farklı hayatlar, farklı insanlar ve farklı yerler görmek isteriz.İşte tüm bunları Mehmet Taşçı yapıyor. Her satırda onun yalnızlığını okuyoruz: "Yorgunum...Yalnızım...Ya da bilmediğim bir hastalığa yakalandım." Kitaplara tutunanlardan : "Kimsem yok...Hiçbir şeyim yok, kitap raflarında duran üç beş tozlu kitaptan başka." Yavaş yavaş akan ve dinleneceğiniz Bir Solgun Adam'a lütfen şans verin. Umarım Selçuk Baran edebiyatımızda hak ettiği yere gelir.
Bir Solgun Adam
Bir Solgun AdamSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2010829 okunma
··
299 views
Burak okurunun profil resmi
Necip Tosun'un
Öykümüzün Kırk Kapısı
Öykümüzün Kırk Kapısı
kitabı vesilesiyle tanımıştım Selçuk Baran'ı ve bölüm başlangıcı şu şekilde başlıyordu. #74806079 Yine yazar hakkında şu değerlendirmelerde bulunuyor ilgili bölümde: Baran, dergilerde düzenli olarak yazan, yazı kurullarında yer alan, öykü davası güden bir yazar değildi. Ne kendi sanatı hakkında konuştu ne de genel sanat ortamında boy gösterdi. Dergilerden, yayınevlerinden hep uzak durdu. Bir edebiyat mahfilinde yer almadı. Daha çok kitaplarıyla göründü. Önemsenmek için özel gayretleri, çıkışları olmadı. Belki de günümüz yazarlık imgesini beğenmedi, önemsemedi. Ama kıyıcı edebiyat dünyası bu inceliği fark edemedi. Selim İleri'nin aktardıklarına göre, yazarlığının her döneminde kitap yayımlatmak bile onun için sorun oldu. O da gitgide kendi içine çekilip yazarlığını unutturmaya çalıştı. Son dönemini edebiyat dünyasına kırgın, küskün geçirdi. Sanki bu kitapların hiçbirini yazmamış gibi sessizce denize döküldü. Sonrasini Enis Batur'dan dinleyelim: "Ölümünden birkaç ay önce, Tanzimat'tan Günümüze Yazarlar Ansiklopedisi ekibi tarafından kendisine gönderilen 'Bilgi Formu'nun, 'Eklemek istediğiniz başka bilgiler' bölümüne can alıcı bir bilgi eklemiş Selçuk Baran: Başarısız bir yazar olduğumu kabullendiğimden, 1994'te yazmamaya karar verdim. O günden beri, herhangi biri olarak hayattan keyif alıyorum." Necip abinin yorumu vesilesiyle incelemenizi farkedince katkı olması amacıyla eklemek istedim, teşekkür ederim .
Esra okurunun profil resmi
Yorumunuz ve alıntınız için çok teşekkür ederim. Umarım hak ettiği değeri Selçuk Baran görür.
Necip G. okurunun profil resmi
Esra hanım benzer bir durumu Peride Celal etkinliğinde de yaşamıştık. Yazar hep bir köşeye itildiğinden şikayet ediyordu. Eserleriyle tanıştığımızda yazarın serzenişinin haklı bir serzeniş olduğunu gördük. Bu tür yazarların az okunmalarının nedeni tabii ki kötü yazmaları değil, genelde sistemin bu yazarlara kapı açmamasından kaynaklanan bir durum. O yüzden karşımıza çıkmalarını beklemeden bizim onlara ulaşmamız, bu yönde gayret göstermemiz gerekiyor. Tıpkı sizin şu an yaptığınız gibi... Emeklerinize sağlık... Umarım bu vesileyle daha fazla okur yazarımızla tanışır. Keyifli okumalar dilerim...
Esra okurunun profil resmi
Doğru söylüyorsunuz Necip bey. Teşekkür ederim. Umarım Selçuk Baran'ı da bol bol görürüz. Peride Celal'i ilk defa duydum, inceleyeceğim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.