Yazar kendisi, başkaları ve hayat hakkındaki duygu düşüncelerini, takdir edilme kaygısı gütmeden en gerçekçi; en açık haliyle anlatır. Kitap bir anı veya sohbet yazısından çok bir "iç sesi"dir. Yazarın yapıp ettiklerine karşı "Hayır bunu nasıl yaparsın!" derken iç çatışmaları ve duygularını anlatırken "evet işte bu benim!" düşündüm. O sokakta gördüğümüz ve sessizce yanımızdan geçen (veya omzumuza sertçe vuran:) bir yabancıdır. Bir restoranda olay çıkaran bir sarhoş olur. Fakat onun hissettiği değersizlik hissini, aşağılanmayı nefreti öfkeyi tanırız. Yazarın "yeraltı" dediği ruhunun derinliklerini anlatması bizi ona yaklaştırır. Fakat o yer üstünde herkesten kaçan öfkeli geçimsiz ve yalnız bir adamdır.