Gönderi

Garip
Şöyle başlayabilirdim hikâyeye; bir zamanlar ... şehrinde oturan bir adam varmış... Oysa benim için bu hikâye bir sisle başlıyor. Paris'te sis, Londra seferi yapan bir uçağın kalkışını birkaç saat geciktirmiş, böylece bir grup yolcu kahve içip vakit geçirmek üzere bir masanın etrafında toplanmıştı. Teksaslı bir kadın, bir hafta önce şansı açılsın diye Roma'daki çeşmelerden birinin yalağına bozuk paralar attığı günden beri başına sürekli küçük aksilikler geldiğini gülerek anlatıyordu. Kanadalı bir adam da üç gün önce tatilde çok fazla para harcadığını farkedince, kimsenin bakmadığı bir anda aynı çeşmedeki paraları bir mıknatısla toplamaktan kendisini alamadığını anlattı. Bir başkası, önceki gece Berlin tiyatrolarından birinde, muhteşem bir küstahlıkla sahnede paralar saçan bir genç kızı seyrettiğini söyledi. Sonra da, paranın üzerinde tepinilip çinendiği, yakıldığı, etrafa savrulduğu ya da başka törenlerle, aşağılandığı durumlardan söz açıldı; bu da oldukça GARİP çünkü bu tür jestlere gerçek hayatta hiç rastlanmaz. New York'lu bir öğretmen hiç de öyle olmadığını, sırf nefretlerini kanıtlamak için kaldırımın üzerinde para yakan Çiçek Çocuklarını kendi gözleriyle gördüğünü söyledi; ama ona göre bu olay o çocukların çok zengin aileleri olduğunu gösterirmiş, yalnızca. (Hikâyenin ya da hiç değilse sisin rastladığı tarih de belli oluyor böylece.) Paranın hepimizin hayatında oynadığı role bakarsak yazarların dolarlara, rublelere, sterlin banknotlarına hakaret eden pek çok karakter yaratmalarında GARİP bir şey var. Bu, kitaplarını kapattıktan ya da eve döndükten sonra okurların, izleyicilerin kendilerini o nesneden arınmış hissetmelerini mi sağlıyor? Aşmalarını mı? Oysa bize anlatıldığına göre eskiden sultanlar, ülkenin üzerindeki kara bulutların dağıldığı, şölenlerin verildiği günlerde etrafa çil çil altın saçarlarmış insanlar da sevinç içinde bunları kapışırmış; krallar gözde bakanlarına sel gibi altın akıtırmış; ya da gökyüzünden mücevher yağacak olsa kimsenin aklına üzümün bağını sormak gelmez herhalde.
İletişim Yayınları
··
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.