Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
8/10 puan verdi
·
21 günde okudu
İncelemeye başlamadan önce kendinize bir soru yöneltmenizi istiyorum: "Günlük hayatta yaptığım her hareketimde ve faaliyetimde beynim sürekli olarak çalışıyor ve bana yardımcı oluyor, uyurken bile. Her türlü faaliyetimde onu etkin ya da pasif olarak kullanıyorum. Peki bana bahşedilen hayatımın her alanında bana etki eden bu büyük nimetin nasıl ve ne şekilde işlediğini bugüne kadar hiç merak ettim mi veya araştırdım mı?" Çoğu insan çevresinde olup bitenden ve kendisine verilen nimetlerden habersiz bir şekilde yaşamını sürdürüyor. Hele de teknolojinin böyle hızla geliştiği bir çağda insanlar zihnini "telefon, bilgisayar ve televizyon"a teslim etmiş durumdayken zamanın nasıl akıp gittiğinin farkında bile olamıyor ve yavaş yavaş kendi ürettiği şeyleri kölesi haline geliyor. –"Modern köle" de diyebiliriz buna – Kendini sanal aleme hapsediyor ve faydalı şekilde kullanması mümkün olan ancak kötüye meyilli olarak tamamen zararlı bir şekilde kullandığı teknolojinin onu tüketmesine göz yumuyor. Bu şekilde "sosyalleştiğini" düşünerek aslında daha da yalnız hale geliyor çoğu insan. Oysa beynimize vurduğumuz prangalardan bir kurtulsak ve zihin gözlerimizi bir açsak her şeyin yalnızca sanal alemden ibaret olmadığını anlayacak, mikro alemden makro aleme kadar her şeyin ilahi bir düzen içerisinde gerçekleştiğini görecek görmekle kalmayıp merak etmeye ve haliyle sorgulayıp araştırmaya başlayacağız. Yazar da bu durumu şöyle ifade ediyor: "Elinizin altında sonsuz zenginlikler var. Bunu elde etmeniz için yapmanız gereken tek şey, zihin gözlerinizi açmak ve içinizdeki sonsuz hazineyi görmektir." Bu şekilde insan, kendini diğer canlılardan ayırt edecek ve insan olduğunu anlayacaktır bence. Merak etmeye va araştırmaya çok uzaktan başlamaya gerek yok aslında. Yazarın da dediği gibi "içimizdeki sonsuz hazineler" den başlayabiliriz keşfe. O zaman beynimizin manevi boyutuna kısa bir yolculuk yapalım hemen. Zihni anlatmaya başlayalım. İnsanda anlayış, kavrama yetisi olarak bilinir zihin. Zihninizin iki seviyesi vardır: Bilinç yani rasyonel seviye , bilinçaltı yani irrasyonel seviye. Biz insanlar düşünme eylemini bilinçli zihnimizle gerçekleştiririz. Bilinçaltına gelince bazıları şu şekilde düşünebilir: "Bilinçaltımız bizim isteğimiz dışında çalışır ve ona hiçbir şekilde etki edemeyiz. Bu yanlış bir anlayış olur. Neden yanlış olduğunu bir örnekle izah edeyim: Bildiğimiz üzere insan kalbi istemsiz bir şekilde çalışır, yani isteğimiz dışında. Ancak yediklerimiz–içtiklerimiz ve hareketlerimiz kalbimizin sağlıklı çalışmasını etkileyebilir. Mesela yediğimiz çok yağlı yiyecekler kalbimizin etrafında kolestrol birikimine ve kalp damarlarının tıkanmasına neden olarak bize zarar verebilir. Ve biz bu yağlı yiyecekleri istersek yemeyebiliriz de. Yani bunları istemli olarak tüketip kalbe zarar vermiş oluruz dolaylı yoldan. İşte bilinçaltının işleyişi de buna benzer şekildedir. Bizim düşüncelerimiz bilinçaltını etkiler ve bu da çevremizde olumlu veya olumsuz bir yanıt olarak belirir. Biraz daha anlaşılır şekle getirelim konuyu. Bizim bilinçli şekilde sürekli olarak düşündüğümüz şeyler bilinçaltına çöker ve orda filizlenir. Bilinçaltımız da bu sürekli düşündüğümüz şeyi (yanlış da olsa doğru da olsa) kendine doğru olarak kabul eder ve bunu gerçekleştirmeye koyulur. Yani biz neye inanırsak başımıza o gelir. Bilinçaltını biraz daha somutlaştıralım: Bilinçaltını bir bahçe olarak hayal edelim. İşte biz bu bahçeye ne eklersek onu biçeriz. Olumlu duyguların yani sevginin, umudun, başarının tohumunu ekersek iyiliğin, güzelliğin filizlerini görürüz bu bahçede. Ama tam tersini yaparsak yani olumsuz duyguların –nefretin, kıskançlığın– tohumlarını ekersek de geri dönüt aldığımız şey yine kötülük olur. Bilinçaltının yasası bu şekilde işler. Biz bunu kötü yönde kullanırsak yani bilinçaltımıza "yapamam" "başaramayacağım" "buna gücüm yetmez" "olmuyor işte" "çok mutsuzum" "bu işi hiç sevmemiştim zaten" gibi olumsuz telkinlerse bulunursak bilinçaltımız bunu kendine bir emir olarak kabul eder ve "başım gözüm üstüne" diyerek bunları layıkıyla yerine getirmeye çalışır. Sonuçta bizim elde ettiğimiz şey başarısızlık ve mutsuzluk olur. Ancak bunu iyi yönde kullanarak bilinçaltımıza "yapacağım" "başaracağım" "elimden geleni yaptım ve kendime güveniyorum, gerisi Allah'ın takdirine kalmış bir şey" gibi olumlu telkinlerde bulunursak başarı ve mutluluk da bizimle gelir. Bilinçaltımızı doğru bir şekilde kullanmak istiyorsak karamsar ve olumsuz düşünce şeklinden tamamen kurtulmamız gerekiyor. Bunun için ise önce bir işi başaracağımıza inanmamız, (başarının yarısı inanmaktır sonuçta) sonra çabalamamız, elimizden geleni yapmamız, kendimize güvenmemiz ve sürekli olarak bilinçaltımıza olumlu telkinlerde bulunmamız lazım. Bunları hallettikten sonra Allah'ın sonsuz adaletine dayanır ve güvenirsek O bin da izniyle başarı , mutluluk, huzur, sevgi bizimle olacaktır. Yeter ki aklımıza yerleştirdiğimiz olumsuz düşüncelerden kurtulabilelim. Sonuçta "Düşüncelerimizi değiştirirsek kaderimizi de değiştirebiliriz." Kitabın genel olarak ele aldığı konu bu. Yazar cidden çok gizemli, etkileyici bir konu seçmiş ve örneklerle bunu zenginleştirmiş. Ancak keşke biraz da bilimsel örnekler üzerinden giderek konuyu ele alsaydı bilinçaltının gücüne ait inandırıcılık artardı gibime geliyor. Kitabın bazı kısımlarda tekrara düştüğünü de fark etmedim değil. Bu kitabı sıkıcı hale getirse de yazar bazı düşünceleri bilinçaltımıza tamamen yerleştirmek için bunu bir yöntem olarak kullanmış olabilir. Kitapta başarmaya dair olan inancın bireyi başarıya götürdüğü yazılmış ancak bunun için çaba sarf etmekten pek de bahsedilmemiş açıkçası. Sonuçta başarının yarısı inanmak olsa da diğer yarısının da çaba sarf etmektir. Yazarın bunu gözden kaçırması kitabın kalitesini biraz düşürmüş. Yazarın bazı kısımlarda da çelişkiye düştüğünü de fark ettim. Mesela bazı kısımlarda bilinçaltını hâşâ ilahlaştırırken bazı yerlerde de bilinçaltını köleleştirmiş olması beni sıktı biraz. Bazı kısımlarda yazara katılmamış olsam ve yazarın bazı düşüncelerini onaylanmamış olsam da genel olarak beğendiğim bir kitap oldu. Anlatım tarzı açık ve anlaşılır dildendi. Bu yüzden okunmasını tavsiye edeceğim bir kitaptır kendisi. :)
Bilinçaltının Gücü
Bilinçaltının GücüJoseph Murphy · Koridor Yayıncılık · 200912bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
11,4bin görüntüleme
Aslı okurunun profil resmi
Üşenmedim okudum😄Kalemine sağlık prof👏🏻
Ümran okurunun profil resmi
Teşekkürler yazarcım.🥰 Senin yazdıkların kadar güzel olmasa da bir şeyler yapmaya çalıştık
4 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Kerim Arslan okurunun profil resmi
Eline ve zihnine sağlık güzel bir incelme olmuş...
Ümran okurunun profil resmi
Teşekkür ederim bir faydası olduysa ne mutlu bana :D
Bu yorum görüntülenemiyor
Nihal Kılınc okurunun profil resmi
Bu inceleme alkışlanır🌟🌟🌟🌟👏👏👏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.