Gönderi

Estetik temaşa ve deha
...dehâ ile normal insan arasındaki fark... : İradeden tecrit edilen zekâ eşyayı olduğu gibi görür. Dâhi önümüze her şeyi barizleştiren bir ayna koyar. Düşünce, güneşin bulutları aydınlattığı gibi, ihtirasları aydınlatır. Ve eşyanın hakikatini ortaya koyar. Dehâ uzağı gördüğü için yakındakinin farkında olmaz. Dehâ ihtiyatsızdır. Ve acayiptir. Gözleri yıldızlara bakarken ayakları taşlara çarpar. Dehânın beceriksizliği bundan ileri gelir. O umumi, ebedi ve temel hakikatleri arar. Hâlbuki orta adamlar kendi zamanlarını ve şahsiyatı düşünürler. Buna göre bir insan fikirce züğürt ve adi olduğu nispette sosyaldir. Dâhi adam ise topluluktan başka yerlerde de tatmin bulur. Toplantılara ihtiyacı yoktur. Bütün güzelliklerin verdiği zevk, sanatın verdiği teselli, sanatkârın heyecanı onun karma karışık bir kalabalık içinde yalnız kalabilmesinin mükâfatıdır. Ama bunun neticesi inzivaya düşmek ve bazen da cinnete duçar olmaktır. Çok gelişmiş bir hassasiyet tasavvur kabiliyeti ve intüisyon kadar ıstıraplar da doğurur. Arsito diyor ki : «Felsefede, siyasette, şiirde, güzel sanatlarda temayüz etmiş bütün insanlar melânkolik bir mizaca sahiptirler».
Sayfa 178Kitabı okudu
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.