Aykut Ertuğrul'un daha önce okuduğum, Kusurlu Rüya'sında bahsettiği; öyküyü hikayeleştirme olayını bu kitaptaki öykülerinde denemiş. Kimilerinde başarılı olmuş. Ama kimi öykülerde bir yavanlik var. Mesela Karanlık Derenin Laneti öyküsünde çocuk kara köpekten korkarken bir yandan da parlak tüylerini seyrediyor. İnsan bir şeyden hem korkup hem de nasıl ona hayran olur ? Aynı zamanda orada kurulan bu "köpeğin parlak tüylerini seyrediyordum " cümlesi anlatım bozukluğu yapmış. Gerilimli bir şekilde ilerleyen tahkiye bu cümle ile bir anda peluş ayıcığa dönmüş. Yine de kitabın ikinci yarısında daha güzel, daha çarpıcı öyküler yer almakta. İkinci yarıyı daha çabuk okudum ve daha çok beğendim. Genel olarak post modern Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Aykut Ertuğrul'un Ömer Seyfettin ödüllü bu ilk kitabını okumanızı tavsiye ederim