Orjinal adı "Taşra Hayatı" olan eser 1856 yılında kaleme alınmıştır. Büyük yankılar uyandıran eser aile yapısını bozma, ahlak ve dine aykırılık nedeniyle yargıç önüne çıkarılıp yargılanmış. Yargı sonunda zorda olsa aklanıp basılmasına izin veriliyor ve günümüze bizlere ulaşarak okuması sağlanıyor. Bizler için ders niteliğinde olan eserlerin yasaklanması taraftarı asla değilim. İyiki de aklanmış ve bizlere ulaşmış diyorum. Kitabın konusundan bahsetmek istiyorum. Dr.Charles Bovary tedavi için gittiği çiftlik sahibinin kızı Emma'ya âşık olur. İlerleyen zamanlarda Emma ile evlenmeye karar verirler ve evlenirler. Charles sessiz, sakin enerjisiz, kimseye zararı olmayan hatta karısını bile kıskanmayan bir insandır. Emma ise tam tersi bir kişiliğe sahiptir. Bu yüzden Emma evliliğinde sevgiye aç, eğlence arayan ve zenginliğe meraklı bir kadın olur ve sürekli hayatında bir boşluk hisseder. Bunu etrafındaki erkeklerle doldurmaya çalışır. Evlendikten sonra gönlü 2 erkeğe kayar ama kitabın sonunda onu kocası kadar seven, düşünen, değer veren, aşık olan kimse yoktur. Kısacası Emma ailesindeki sevgiyi görmeyip dışarıda sevgi arayan bir kadındır ve kendi sonunu kendi hazırlar. İlk defa bir kitapta karakterden nefret ettim. Emma sürekli gözü dışarda her gittiği yerde kendine birini bulmaya çalışan biriydi ki ayrıca kocasının bu kadar kör oluşu beni çıldırttı. Eserde uzun betimlemeler ve olaylarının en ince ayrıntısına kadar anlatılması sizleri sıkabilir ama okurken buna dayanın çünkü ilerleyen sayfalarda alışıyorsunuz ve kitap sizi içine çekiyor.

Madame BovaryGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 033,6bin okunma

·

26 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Merve K.