Bu romanın beni bu kadar üzeceğini düşünmemiştim.Özellikle kitabın sonunda bulunan Marguerite'nin günlüğünü okuduğumda ruhum parçalandı diyebilirim.
Yazar romanında insanlara önyargıyla degil de kalbimiz ve vicdanımızla bakmamız gerektiğini vurguluyor.
Yine "toplum yasalarına" yenik düşen bir aşkın öyküsü... İtibar için yitirilmesi gereken kısacık bir hayat...
Kim olursak olalım, ne yaparsak yapalım hepimiz aynı duyguları hissedebilir aynı mutlulukları dileyebiliriz.En nihayetinde hepimiz insanız. Duygusal varlıklarız.Ve bunu hiç kimse inkâr edemez..