Balzac okumalarımın ilk kitabini bitirmiş bulunuyorum. İnsanlık Komedyası okuduğum seride/külliyatı kırk kitaptan oluşuyor. Okuyup bitirdiğim kitapda 9 hikaye var ve bu ilk kitap ismini birinci hikayeden almış.
İlk hikayeyi beğendim ve okuması keyifliydi. İlk hikayeyi takip eden hikayeler ilk hikaye seviyesinde ve çekiciliğinde değildi. Ama sonra beşinci ve dokuzuncu hikayede anlatım, derinlik, çekicilik ve okuma keyfi yine yükseklere tırmandı. Her hikayesinin neden türkçeye tercüme edilmediğini anladım bu dokuz hikayeden sonra ama tercüme edilmediyse beşinci ve dokuzuncu hikayleri tercüme edilmiş olmasını arzulardım şahsen, belki de edilmiştir, bilmiyorum.
Victor Hugo'dan sonra Balzac okuduğum ikinci Fransız klasik yazarı ve bana Hugo'nun o güçlü kalemini hatırlatmıyor değil.
Sefiller'den sonra Hugo.nun diğer kitaplarinda ayni tadı aradım ama bulamadım, ee ustalık eseri adamın ne de olsa...
Ama umarım Hugo.nun diğer kitaplarında bulmayı arzu ettigim ama bulamadığım hissiyatı Balzac'in eserlerinde, İnsalık Komedyasında bulabilirim. Önümde daha 39 kitap var ve heyecan dorukta, her ne kadar Tucholsky serisini ve Elmalı'lı tefsirini önceleyip bitirmeyi düşünsem de. Yani anlayacağınız, Balzac'ı ve İnsanlık Komedyasını hunharca yutmak yerine, yavaş yavaş, aralarda, tadını çıkara çıkara okuma niyetindeyim... :)