Eski Köye Yeni Âdet
Yasa Koyucunun temel aldığı başlıca ütopik ilke,
atasözlerinin halkın bilgeliğini yansıttığı ve halkın sesinin
Tanrı’nın sesi anlamına geldiğiydi; dolayısıyla bütün diğer
ahlaki, sosyal, siyasi ve dini ideoloji ve planlar entelektüel
hybristen dolayı eskilerin bilgeliğinden uzaklaşılınca
başarısızlığa uğradığı için mükemmel bir devletin bu
eşsiz bilgeliği temel alması gerekliydi
(geçmişten ders al, geleceğe inan ve şimdiki zamanda yaşa).
Bu Mutluluk Cumhuriyeti’nin oluşturulmasından birkaç ay
sonra bu ütopik ilkenin gündelik hayatı zorlaştırdığı fark edildi.
Yaşamsal açıdan gerekli olan türlerin avında ve tedarikinde hemen
zorluklar ortaya çıktı, çünkü “köpeği olmayanlar kedileriyle ava gider”
ilkesinden yola çıkıldı (ama elde edilen sonuçlar pek parlak değildi).
Başlangıçta sadece balık tutulmasına karar verildi, ama
“uyuyanların balık yakalayamayacağına” inanan balıkçılar o kadar
aşırı miktarda uyarıcı madde kullanıyordu ki, fiziksel ve ruhsal olarak
mahvolmuş bir halde kariyerlerine genç yaşta son veriyorlardı.
“Armut olgunlaşınca kendiliğinden düşer” diye bir inanç olduğu
için tarım dünyası sürekli olarak kriz halindeydi; marangozluğa
(hatta duvara resim asmaya) gelince, “çivi çiviyi söker” inancından
dolayı da eski çiviler yeni çivilerle sökmeye çalışılıyor ve herhangi
bir şey inşa edilemiyordu. “Tencerelerin şeytan tarafından yapıldığı”
bilindiği için bakırcılara eskiden beri şüpheyle yaklaşılıyordu,
dolayısıyla tencere yapıp satmaya imkân yoktu
(bakırcılar sadece tencere kapağı yapıp satmak istiyordu,
ama kimse tencere almadığı için kapaklar için de hiç talep yoktu).
Ulaşımda da zorluklar çekiliyordu; “eski yoldan vazgeçip yeni
yola girenler ne bıraktıklarını bilirler ama ne bulacaklarını
bilemezler”: bundan dolayı hem u dönüşleri yasaklandı
(yola çıkılan yere dönmek mümkün değildir), hem de kavşaklar
(“ara sokaklara girenler birçok tehlikeyle karşılaşır”).
Öte yandan bütün araçlar da yasaklandı
(“yavaş gidenler sağ salim uzağa gider”).
Eşeklerin dayanılmaz kokusundan dolayı
(“eşeğin başını yıkayan bezden de, sabundan da olur”)
bu hayvanları ulaşım için kullanmaya da imkân yoktu ve insanlar
genelde sadece yolculuklardan değil, her tür
üretici faaliyetten de vazgeçirilmeye çalışıldı,
çünkü “hayal kuranların hiçbir ihtiyacı olmaz”
(yalnız böylelikle uyuşturucu kullanımı da teşvik edilmiş oluyordu).
Posta hizmetleri bile kaldırıldı, çünkü “isteyen gider, istemeyen gönderir”.
Ayrıca özel mülkü korumak da çok zordu; “havlayan köpek ısırmaz”
düşüncesiyle köpeklerin havlamasını engellemek amacıyla
ağızlarını çok sıkı kapatan ağızlıklar takılıyordu,
hırsızlar da bu durumla dalga geçiyordu.
“Sıcak sudan canı yananlar soğuk sudan da korktuğu”
için temizlik de asgari düzeye düştü.
Düşman Yaratmak ve Rastgele Yazılar - Doğan Kitap - Dünya Edebiyatı/DenemeKitabı okuyacak