Gönderi

707 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 15 days
Güçlü Bir Kadının Portresi: Mutluluk Sanatı
"Kendini hayata hep korkusuzca teslim etmeli insan." -Modesta Yazar Hakkında Kısaca:
Goliarda Sapienza
Goliarda Sapienza
, İtalyan yazar ve aktristtir. 1924'te Catania'da doğan Sapienza, sosyalist bir aile ortamında büyümüş ve bu durum eserlerine de yansımıştır. Annesi ve babasının siyasi arenadaki aktifliği Sapienza'nın hayat görüşüne de etki etmiştir. Hatta öyle ki, faşizm anlayışına sahip oldukları gerekçesiyle İtalyan okullarına gönderilmemiş ve anne ve babasından eğitim görmüştür. 1941'de annesiyle birlikte Roma'ya giden yazar burada tiyatro eğitimi de almış ve çeşitli tiyatro ve filmlerde roller almıştır. 1958'den sonra kendisini yazarlığa adayan Sapienza birçok eser kaleme almasına rağmen, en ünlü eseri şüphesiz Mutluluk Sanatı'dır. 700 sayfayı aşan bu devasa romanında Goliarda Sapienza "klasik İtalyan kadını" diye tabir edilen kadın tasvirine oldukça uzak bir kadın karakter yaratmış ve bu durum, yayınevlerinin eserini yayımlamayı reddetmesiyle sonuçlanmıştır. 1967-1976 yılları arasında, 9 yıllık yoğun bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkan bu eşsiz roman, ancak yazarın ölümünden sonra yayımlanabilmiştir. Sapienza'nın eşi Angelo Pellegrino'nun çabalarıyla ilk defa yazıldıktan tam 29 yıl sonra, 2005'te yayımlanan kitap, İtalya ve İngiltere gibi ülkelerde ses getirse de, Türkiye'de ne yazık ki biraz daha geri planda kalmıştır. Ülkemizde ilk defa 2017 yılında yayımlanan eser, aradan geçen 4.5 senede tek baskıda kalmış ve gereken ilgiyi görememiştir. Kafka Yayınları tarafından yayımlanan kitabın çevirmenliğini üstlenen kişi ise
Sinem Carnabuci
Sinem Carnabuci
. "Ben zavallı bir kadın olmayacaktım." -Modesta. Kitaba Dair: "Kadınları anlama sanatı" temalı kitaplar içinde yer alan ve bu alanda tartışmasız bir başarıya sahip olan Mutluluk Sanatı'nın baş kahramanı, hayatındaki bütün zorluklara göğüs germeyi başaran güçlü bir kadın. Modesta isimli karakterin birinci tekil şahısla anlattığı hikâye, 1 Ocak 1900'de başlıyor. Yeni bir yüzyılın başlangıcında Sicilya'da doğan Modesta'nın uzun yaşam öyküsü, muazzam bir edebi dil ve epik bir anlatımla okura aktarılıyor. Henüz 9 yaşındayken büyük bir talihsizlik sonucu, korkutucu bir şekilde ilk cinselliğini yaşayan Modesta'nın hayatı bu temel üzerine şekilleniyor ve yaşamı boyunca yoğun bir cinsel ilişkiler ağının içinde yer alıyor. Rahibeler tarafından yetiştirilen ve dik başlı bir genç kız olan Modesta, hem erkekler hem de kadınlarla ilişkilerde bulunuyor. Kitabın yayımlanmamasının en büyük etkenlerinden biri de kuşkusuz bu durum. Bir kadının cinselliğini keşfetmesi ve özgürce yaşaması İtalyan yayıncıları rahatsız etmiş olacak ki, Sapienza hayatını adadığı ve aynı zamanda otobiyografik öğeler de taşıyan bu romanının yayımlandığını göremeden 1996'da hayata veda ediyor. Bu durum, "özgürlüğün başkenti" olarak bilinen Avrupa'nın yakın dönemlere kadar gerici yönetimlerin etkisi altında olduğunu gözler önüne seriyor elbette. Her iki dünya savaşını da yakından tecrübe ediyor Modesta. İtalya'nın faşist iktidar dönemlerine de tanıklık ediyor, nispeten daha iyi sayılabilecek dönemlerine de. Uzun hayatıyla paralel bir şekilde İtalya'nın toplumsal arka planını ve siyasi geçmişini de mercek altına alan Sapienza'nın aynı zamanda bir siyasi romana da imza atmış olduğu söylenebilir. The Godfather filmlerinden aşina olduğumuz o epik Sicilya atmosferinde seyreden roman bir bütün olarak İtalya'yı da eşsiz bir şekilde resmediyor aynı zamanda. "Aşk bir mucize değildir Carlo, bir sanattır, beynin ve hislerin bir alıştırmasıdır. Tıpkı bir enstrüman çalmak, dans etmek, bir masa inşa etmek gibi." -Modesta. Güçlü Bir Kadın Karakter Yaratmak: Hayat karşısında yenik düşmemeyi kafasına koyan Modesta, yaşadığı dönemlerde bir kadın olarak içinde var olduğunu bildiği güçle hareket ediyor ve zekâsını kullanarak her zaman, her koşulda, her konu karşısında dimdik ayakta durmayı ve zorluklara göğüs germeyi başarıyor. 9 yaşında yetim kalmasına ve bir manastırda büyütülmesine rağmen, hayatının sonraki dönemlerinde din ile bağlantısını kesen ve siyasete atılan Modesta, mantıklı kararlarıyla kendisine Sicilya'da büyük bir ün sağlamayı başarıyor. İnsanların Modesta'ya saygısı artarken o güzelliğini kullanarak yükselmeye devam ediyor. Kendisine aşık olan erkek ve kadınları tabiri caizse doğru zamanda, doğru yerlerde kullanmayı bilen Modesta, ayaklarının üzerine sağlam basmayı düstur edinmiş fevkalede zeki bir kadın olarak betimleniyor. Şehvetli bir kadın olan ve cinselliğine de düşkün olan Modesta, bu konuda karşısına çıkabilecek toplumsal engelleri de bir bir ekarte etmeyi başarıyor ve cinsel özgürlüğünden asla taviz vermiyor. Modesta'nın hayata bakışını bir miktar bencillik ekseninde de değerlendirmek mümkün zira onun için en önemli olan şey her zaman kendisidir. Kendi mutluluğu, kendi hazları, kendi aşkları, kendi hayatı ve kendi geleceği her şeyden önemlidir. Modesta'nın hayatına girip çıkan her karakter aslında onun için kullanılmaya müsait birer kukladan ibarettirler. Bu konuda ustalaşan Modesta'nın yalnızca kadınlar için değil, erkekler için de rol model bir karakter olduğunu söylemek mümkün. Asla bulunduğu konumda kalmayan ve hep daha fazla ilerlemeyi hedef edinen Modesta'nın yaptığı edebi ve felsefi okumalar da kitap boyunca bize eşlik ediyor ve birçok ünlü yazar, düşünür, siyasetçi fikirleriyle zaman zaman karşımıza çıkıyor. Gençliğinden itibaren feminist bir kimliğe sahip olan ve kadın hakları konusunda da önemli bir ikon haline gelen Modesta'nın Sicilya bölgesinden siyasete atılması da yine arka planda işlenen diğer birçok önemli olaydan yalnızca biri. "Hayatın güzel tarafı budur, en iyi şey asla bakmadığın karanlık bir köşeden çıkıp sana gelebilir." -Modesta. Türkiye, Atatürk ve Nazım Hikmet'i Anmak: Yazar Goliarda Sapienza'nın yer yer otobiyografik öğelerle de süslediği romanında Türkiye'den,
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
'ten ve
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
'dan övgüyle bahsedilmesi de kitabı bizim nezdimizde daha ilginç kılan unsurlar arasında. Nazım Hikmet'in İtalyanca basılan eserlerinden sonra ülke genelinde belli bir üne kavuşması sonucu Sapienza da romanında Nazım Hikmet'e yer vermiş ve Modesta'nın yakın bir dostu olarak işlemiştir. Buna ek olarak, satır aralarında Atatürk'ün devrimleri ve Türkiye'nin kadın hakları konusundaki başarısına değinen yazarın ülkemizden övgüyle bahsetmesi yüzümüzde tebessüm oluşturuyor elbette. Belki de kendisinin gerçekten de Nazım Hikmet'le bir yakınlığı vardır fakat bu konuya dair net bir bilgiye ulaşmak mümkün değil ne yazık ki. Son Söz: Tarihi bir roman olmasının yanı sıra, bir aşk romanı da aynı zamanda. Siyasi ve devrimsel özellikler taşıyan bir eser olmasının yanı sıra, tutkunun ve inancın da romanı Mutluluk Sanatı. Genel olarak hayata dair güçlü bir edebi metin. Ve daha çok okunmayı hak eden eşsiz bir modern klasik. Güçlü bir kadın karakter portresinin resmedildiği bu kusursuz roman, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. İncelemeyi buraya kadar okuyup da kitabı edinmeyi düşünen herkese şimdiden keyifli okumalar diliyorum! "Böylece o günden sonra -iyisiyle kötüsüyle- bütün geçmişi hatırlamaya karar verdim; her zaman aklımda bulunsun, hiç olmazsa yapılan hataları tekrarlamamı engellesin diye." -Modesta.
Mutluluk Sanatı
Mutluluk SanatıGoliarda Sapienza · Kafka Yayınları · 201755 okunma
··
1,290 views
Gizem Demircan okurunun profil resmi
Mükemmel bir kitap, mükemmel bir inceleme. 😌🌸
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Benim için çok özel bir roman… Beğenmene sevindim. :) Zaman ayırıp okuduğun için de teşekkür ederim Gizem. ^^
1 next answer
Melek okurunun profil resmi
"Gel de şimdi okuma listesine ekleme" dedirten bir inceleme daha.. peki, kaydettim kitabı
Bahri Doğukan Şahin
Bahri Doğukan Şahin
. ^^
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Müthiş bir roman
Melek
Melek
. Değeri henüz net olarak anlaşılamayan bir modern klasik. Mutlaka öneriyorum. ^^
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.