Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
10/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Michel Tournier kitaplarında eski mitleri kendi yorumlarıyla yeniden uyarlayan bir Fransız yazar. Aynı zamanda bir edebiyat eleştirmeni olması onu efsaneleri eleştirerek güncelleştirmesi yoluna iter. Şöyle der vakti zamanında: ''Yazarın görevi mitleri ölümden kurtarmaktır.'' İşte Cuma ya da Pasifik Arafı da, Robinson Crusoe mitinin ölümden kurtarılmış uyarlaması. Tournier aynı zamanında Defoe'nun yaptığı gibi Robinson'u ölümden kurtarır önce. Onu bir adaya yerleştirir; zaman, düzen, disiplin kavramlarını dağıtır. Buraya kadar Defoe'nun Robinson'u ile oldukça benzer. Fakat sonra Tournier başka bir karakter yaratır: Ada. Karakteri olmayan bir karakter, bedeni olmayan bir beden. İşte burada farklılaşmalar başlamış olur. Yazar devamlı hikayeye farklı benlikler gönderir: Öteki, Başkası, Ada, Cuma… Robinson ''öteki'' bir dünyada git gide ''başka''laşırken, Ada da dönüşümler geçirerek bir karakter boyutu kazanır. Ada hem Robinson'un dünyevi ihtiyaçlarını gidermek için kullandığı bir kişilik hem de oluş ve değişim karşısında zaman zaman boyun eğmek zorunda kaldığı bir Tanrı'ya dönüşür. Artık yalnızca Robinson o adaya ait değil, Ada da Robinson'a aittir. ''Aslında zaman ile sonsuzluk arasında başka bir seçenek yoktu. Her ikisinin soysuz çocuğu sonsuz dönüş, yalnızca bir çılgınlıktı. Onun için tek bir kurtuluş vardı: Zamanın dışında, masumlarla dolu o arafın yolunu tekrar bulmak.'' Yazar burada sorularını sıralamaya başlar: Hepimizin hayatında bir ''başkası'' var mıdır, varsa onun varlığının ve yokluğunun etkileri nelerdir, başkalıklar yoksa benlik var mıdır?.. Robinson adada bir ''başkası'' ararken kendi sapkınlaşmış, sayısız dönüşüme uğramış benliğini de aramaya başlar. Ama ''başkası'' bir nesne veya karakter olmaktan çok uzaktır. O aslında Robinson'un sapkınlığa ve sonra yitirilişine gidişi sırasında zihninin geçirdiği dönüşümlerin her birisidir. O halde ''başkası''nın yitimi benliğin de yitimine yol açacaktır. Ve işte Robinson'un artık zaman ile sonsuzluk arasında konaklayacak yeri yoktur. O sayısız başkalıklar arasında arafın yolunu bulmak zorundadır. Olasılıklar veya ''ötekilikler'' dizisi arasında Pasifik'in arafını bulmak durumundadır. Cuma ya da Pasifik Arafı, Spinoza'nun Tanrı-doğasından Sartre'ın Öteki'nin bir nesne veya özne olma sorgulamasına kadar dayanıyor. Deleuze'ün yazdığı şahane sonsöz ile birlikte üzerine saatlerce düşünülmesi gereken sorgulamalar içeriyor. Bir mitin yeniden canlandırılmasından çok o mitin yıkılıp yeniden yapılandırılması oluyor. Bu yüzden yeniden inşa edilmiş bu yapıt her bir detayına tekrar tekrar dönerek, özellikle sonsözünün her bir cümlesi yeniden okunarak asla bitirilmemelidir. Üzerine düşünmek hiçbir zaman bırakılmamalı ve her zaman zihnin bir köşesinde kalmalıdır. Olur da ilerde hatırımdan çıkmış olur diye buraya bırakıyorum bu incelemeyi. Çünkü Deleuze'ün söylemiyle, başkasının olmadığı bir dünyanın nasıllığı sorusu bizi her zaman meşgul etmeli.
Cuma ya da Pasifik Arafı
Cuma ya da Pasifik ArafıMichel Tournier · Ayrıntı Yayınları · 2014163 okunma
·
297 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.