İsmini okurken büründüğümüz ruh halinden aldığını düşünüyorum kitabın. Gerçekten Nefes Nefese bitirdim.
Kapak tasarımı ilk başta manasız gelmişti fakat okudukça, sonlara yaklaştıkça çok iyi bir tasarımı olduğu aşikar oldu açıkçası. Hatta öyle ki daha iyisi olamazdı.
Çok iyi ve akıcı işlenmiş bir yakın dönem tarihi romanı. Sanırım yazarın da olduğum ilk kitabı.
Selva'nın çılgın, korkusuz korkaklığı ve aşkının peşinden gidişiyle ailesini geride bırakması, evlatlıktan reddine kadar giden sorunları, babasının yani bir Osmanlı Paşası'nın cumhuriyeti benimsemedeki zorluklarıyla modernleşme çabasından ziyade, Almanların yahudilere yaptığı zulmü, Paris'in ihtişamı içinde bile hissedilen Nazi yanlılarının eziyetleri çok derin ve kederli insanların yaşayışıyla devam ediyor kitap. Son ana kadar ajan, casus birinin tüm çabaları yerle bir etmesinden korkarak bitirdim. Aslında korkum gerçekten benimsediğim ve sevdiğim kahramanların üzülmesi, hezeyana uğramasıydı. Kitabı okurken hep izlediğim bir filmi hatırımda tuttum nedense. Ordaki kamp zorbalığını ve insanlara yapılan insandışı muameleyi. Üzüldüğüm, duygulandığım, zaman zamansa tebessüm ettiğim yerler oldu.
Okurken sonundan korkan arkadaşlara söyleyeceğim tek şey mutlu sonları sevmiyorsanız okumayın.