Malûm olduğu üzeredir ki, Kur’ân-ı Kerîm’de nasıl ki delâleti açıkça belli olan "muhkem" âyetler ve dahî delâleti kapalı olan "müteşâbih" âyetler vardır, aynen öyle de Rasûlullâh Efendimiz'in (sav) hadîs-i şerîflerinde de yeri gelende, zâhirde anlaşılması güç olan ve belki de anlaşılAmayan müteşâbih lafızlar söz konusudur. Bu