Gönderi

Biz, Muhammed’in (s.a.) nübüvvetine, o reis olacağı, taraftar edineceği ve ordu sahibi olacağı için inanmadık. Biz, o cârî olan âdetin dışında, hatta âdete muhâlif olarak bu işler olmadan önce haber verdiği için inandık. Çünkü o, tek başına ve ücretle çalışan bir fakir iken insanlara geldi ve onları kızdırdı, öfkelendirdi, onlarla mücadele etti ve onlar da ona düşman oldular. Böyle bir durumda onlara, mağlup olacaklarını ve kendisinin onları mağlup edip muzafer olacağını haber verdi. Onlar da ona, “Bilakis biz seni mağlup ederiz ve sana gâlib geliriz.” dediler. Tedbir ve işi sağlama almanın gereği, onun değil kâfirlerin galip olmasını gerektirirdi. Ancak Allah tarafından gönderilince ve Allah’ın elçisi olunca durum değişir. Çünkü müşrikler, yahudiler, hıristiyanlar, Farslar ve Mecûsîler, ona düşmanlıkta, onu öldürme, onun nûrunu söndürme ve ona tâbi olanlara mâni olma hedefinde tek el gibiydiler. Asker, hayvan ve silah, onun değil düşmanlarının elindeydi. Fakat iş, haber verdiği ve açıklandığı şekilde onun söylediği noktaya ulaştı.
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.