Gönderi

Üçüncü önerme psi­kanalizin, bu sözcenin ezilmesi, arzunun yıkılması etkisini nasıl yarattığını göstermeli. İkili bir makineye sahip: öncelikle, hastanın tüm söylediğini bir başka dile çeviren bir yorum ma­kinesi, söylediği her şey başka bir şey söylüyor. Her işaretin sınırsız bir ağda, sürekli yayılma halindeki dairesel bir saçıl­mada başka bir işarete gönderme olduğu bir çeşit paranoyak bir rejim bu: imleyen olarak kurulan işaret kendisi imleyeni veren imlenene gönderme oluyor (isteri, sonsuz bir şekilde psikanalizin söylemini besleyen bu geri dönüşü ya da yankıyı sağlamak için vardır). Ve aynı zamanda, bir başka işaret reji­mini ifade eden bir öznelleşme makinesi mevcuttur: bu defa imleyen herhangi bir imlenene göre değil fakat bir özneye göre dikkate alınmaktadır. Anlam noktası öznelleşme noktası haline gelmiştir: psikanalistin kendisi. Ve bu noktadan itiba­ren, birbirlerine gönderme olan işaretlerin saçılması yerine, bir işaret ya da blok halindeki işaretler, bir sözcelem öznesi oluş­tururken, kendi çizgileri üzerinde işlemeye başlıyorlar. Sonra­sında ise, ilki bir sözce öznesi üzerine düşürülüyor -takıntılı nevroz, bu defasında, sözce öznesinin her zaman sözcelem öznesini vereceği bir süreç haline geliyor. Bu iki rejimin ya da makinenin, yorumlama ve öznelleşme, sadece birlikte varolu­şu yok karşımızda.
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.