Kültür Devriminin başlarına kadar işkence yasaktı. Şie
şimdi polislere "eski kurallarla bağlı olmadıklarını" bildirdi.
"Ben insanların ölesiye dövülmelerinden yana değilim," dedikten
sonra şöyle devam etti: "Ama bazıları (Kızıl Muhafızlar)
sınıf düşmanlarını öldürecek kadar kendilerinden nefret
ediyorlarsa, onları zorla durdurmanız gerekmez."
Ülkeyi bir dayak ve işkence dalgası sarmıştı. Ev baskınlarında
ailelere yere çömelip Kızıl Muhafızlar önünde secdeye
kapanmaları istenirdi; sonra da bunlar Kızıl Muhafızların
meşin kemerlerinin bakır takalarıyla dövülürlerdi.
Tekmelenirler, başlarının bir yanı tıraş edilir, eşyaları ya parçalanır,
ya da yağmalanırdı.
Kültür Devrimi Otoritesinin gençleri kışkırttığı Pekin'de
durum daha da kötüydü. Kent merkezindeki bazı sinema
ve tiyatrolar işkence salonlarına dönüştürülmüştü.
Kentin her tarafından kurbanlar sürüklenerek buralara getirilirlerdi.
Çevre sokaklar kurbanların çığlıklarıyla çınladığından
yayalar buralardan geçmemeye çalışırlardı