Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hesiodos ölümlü insanların beş nesli ya da çağından bahseder. En erkeni, bozkırda ya da dağlarda bir yerlerde yaşayan çobanıl göçebeler, altın bir ırktılar... Ve yüreklerinde keder taşımayan tanrılar gibi, çalışmaktan yorulmayı ve derdi bilmeden yaşadılar... Topraklarında güzellikler içinde, sürülerle, zengin ve tanrılar tarafından kutsanmış olarak huzur ve barış içinde oturdular. Bu ilk olanlar tümden yok olup gitmedi; onlar yeryüzünün her tarafında, sisle örtünmüş dolanıyorlar ve yargılamaları ve zulmü seyrediyorlar. Hala bozkırlarda yaşayan, çobanıl göçebe topluluklar Leviathanlardan birinin temsilcileri tarafından dağıtıldı ve orada ortaya çıktı, gümüşten olma ve asaletten çok uzak ikinci bir nesil. Altın ırka ne bedensel ne de ruhsal olarak yaklaşabilirlerdi... Kronos'un oğlu kızgındı ve onları uzaklaştırdı; çünkü onlar Olimpos'ta yaşayan kutlu tanrılara onur veremezdi. Yönünü şaşırmış ikinci neslin üstü toprakla örtüldüğünde, yağmacılara karşı birleşenler ortaya çıktı; Ölümlü adamlardan olma üçüncü bir nesil, küstah bir nesil, dişbudak ağaçlarından filizlendi; ve hiçbir şekilde gümüş neslin dengi değillerdi, ama korkunç ve güçlüydüler. Ares'in içler acısı işlerinden, şiddet kullanılmasından hoşlanıyorlardı; ekmek yemezlerdi, ama mangal gibi yürekleri olan adamlardı. Güçleri muazzamdı ve güçlü kollarının üstündeki omuzlanndan yükselen amansız zırhları vardı. Zırhları bronzdandı, evleri bronzdandı, kullandıkları aletler de bronzdandı... Kendi elleriyle yok edildi hepsi ve soğuk Hades'in ayaz evine terk edildi; geride bir isim bile bırakmadılar... (...) Son olarak beşinci nesil gelir, Hesiodos'un kendi nesli, şarap ve zeytin tüccarlarının kurbanları ve suç ortakları, Fenikeli rehberleri aracılığıyla sonunda Uygarlık sanatına katılan Yunanlılar. Hesiodos şöyle yazıyor: Beşinci neslin adamları arasında olacağıma, daha önce ölmüş ya da daha sonra doğmuş olmayı yeğlerdim. Çünkü bugünkü hakikaten demirden bir ırk; gündüzleri çalışmaktan geceleri ise helak olmuşluktan dinlenemiyorlar... Hakikatleri güç olacak; ve her bir adam öbürünün şehrini yağmalayacak. Yeminini bozmayan adamın ya da adalet ya da iyiliğin kimseye faydası olmayacak; aksine kötülük yapana ve onun zorbalıklarına övgüler düzülecek... Kem sözlü, kötülükten haz alan kıskançlık, çatık kaşlı bir yüzle perişan adamların yakasını bırakmayacak. Ve Aidos ve Nemesis, beyaz cüppelere sarılı hoş siluetleriyle geniş patikalı yeryüzünden gidecekler; ve vazgeçecekler insanoğlunu ölümsüz tanrıların arasına katılmaya çağırmaktan. Hesiodos'un geçmişte olanları hatırlaması ona Musa'da olmayan bir güç vermektedir: Ağına düştüğü halde Leviathanın maskesini çıkarabilme gücü. Biz bu güce "eleştirel bakış" diyeceğiz, ne yavan bir isim. Bu güce daha sonra iki yam keskin bir hançer biçimi verilecek, ama Hesiodos'un bunu atfettiği Yunanlılar tarafından değil.
Sayfa 97 - + sayfa 98-99 pdfKitabı okudu
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.