Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

125 syf.
9/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Çoğu insan bu kitaptan bihaber gibi gözüküyor. Sayfada böyle güzel bir kitabın incelemesinin yapılmamış olması (okuyan sayısı benimle birlikte 6?), beni bir miktar üzdü. Umarım bu yazıyı okuduktan sonra okunma sayısı artar ve kitapla ilgili merakları olan okuyucuların akıllarındaki soruları cevaplar. Ana karakterimiz David’in en büyük oğlu Jacobo, bir trafik kazası sonucu felçli kalıp hayatını ötenaziyle sona erdirmeye karar verir. David, yıllar sonra bu acıyı bekleyişini bize adım adım anlatıyor. David olayları anlatırken 78 yaşında ve Kolombiya’nın La Mesa şehrinin dışındaki bir evde tek başına yaşıyor. Karısı Sara ise iki yıl önce orada ölüyor. Asıl olay 11. sayfanın bölüm sonu cümlesiyle netleşiyor: “Sara’nın daha iki yıl önce, henüz hayattayken, yaptığı şakaları şimdi burada yazarken kederleniyorum. Onun ‘sanki şaka gibi’ diye niteleyeceği o olay da işte o günlerde başımıza geldi: Kafası iyi bir eroinmanın kullandığı kamyonet, Altıncı Sokak’la Birinci Cadde’nin kesiştiği noktada, evimize dört sokaktan daha az mesafede, içinde büyük oğlumun bulunduğu bir taksiye çarptı ve ben, Sara, hepimiz kendimizi cehennemlerin en derininde bulduk.” Olayı resmen okuyucun yüzüne çat diye çarptırmış olması bu kitabı ve yazarını muazzam kılıyor. Ayrıca; kitabın şiirselliği, ana karakterin yaşadığı duyguları aktarımı da çok etkileyiciydi, resmen kendim yaşamışçasına ve acı çekiyormuşçasına okudum. Geçimlerini David’in bazen iyi miktarda, bazen piyasa değerinin çok çok altında sattığı tablolarla ve Sara’nın da kalp krizi geçirmeden önce, bir hastanede danışmanlık yapmasıyla sağlıyorlar. Resim yapmaya resmen bağımlı olan David’in, oğlunun korkunç sona ilerleyişini beklemesi yetmezmiş gibi yıllar ilerledikçe artan, halk arasında sarı nokta hastalığı adıyla anılan makula dejenerasyonu sebebiyle körlüğü de ilerler, maalesef bir süre sonra resim yapmayı bırakır. Bunun yanında bacağındaki kan dolaşımı sorunu da, ayak parmaklarında şiddetli ağrılara davetiye çıkarır. Resim yapmayı bırakan David, yaşadıklarını yazıya dökerek bizlere aktarıyor. Tabii gözlerinden rahatsız biri nasıl bu kadar yazabildi diye düşünebilirsiniz, bunun cevabı da, kullandığı kocaman bir büyüteç ve eve gelen yardımcısı Angela’nın yardımıyla oluyor. Görme bozukluğu olan David durumu bize şöyle anlatıyor: “Onları çok net bir biçimde görüyorum, bununla beraber artık onları göremiyorum. O halde, dünya nerede? Nereye dayanıyor?” gözleri bozuk biri olarak seni o kadar iyi anlıyorum ki… Oğlunun şiddetli ağrıları hastaneden çıktıktan üç yıl sonra tekrar başlıyor. Doktorların uyarısı ise: “belki de en kötüsü bir daha asla yürüyememesi değil, herhangi bir zamanda hissetmeye başlayacağı fiziksel rahatsızlıklar olacaktı.” Jacobo kazadan sonraki üç yılını tekrar yürümeyi arzulayarak geçiriyor. Umudunu yitirdikten sonra acıların kalıcı ve daha dayanılmaz hale gelmesiyle annesine, ölümünün uyurken olmasını arzuladığını ama uyanıkken olmasına da razı olduğunu söylüyor. Ve bu kararla David, oğlunun korkunç sona gelişiyle, olayın sarsıcılığını bizlere aktararak derinden etkiliyor.
Zor Işık
Zor IşıkTomas Gonzales · Everest Yayınları · 201450 okunma
·
339 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.