Dostoyevski'nin Budala'sını çok andırıyor. Oradakine benzer bir merak ve (maalesef) sıkıntı duygusuyla okudum. Zeno'yu tanımak ilginç olsa da hatta zaman zaman güldürse de bunca (ince) detay ve "çok" kişisel "bilinç serüveni" beni yordu. Son iki sayfası tüm kitaptan ayrı, bağımsız bir eklenti gibi. Hastalık hastası bir adamın iyileştiğine mi yoksa tümden kötülediğine mi karine sayılmalı karar veremedim :))