G. Deleuze. - Bu çok garip çünkü imajın şimdide olmadığı bana çok açık gözüküyor. Şimdide olan imajın “tasvir” ettiği, imajın kendisi değil, imaj, şimdinin, ya ortak bir çoklu olarak ya da en küçük bölenler olarak, sadece içinden çıktığı zaman ilişkilerinin bir bütünü. Zaman ilişkileri asla sıradan algıda görülmemiştir, fakat yaratıcı olduğu anda imajda görülebilirler. İmaj, şimdiye indirgenemez zaman ilişkilerini görünür, hissedilebilir kılar. Örneğin, bir imaj su boyunca yürüyen bir adamı bir dağ peyzajında gösteriyor: burada, en azından, bir arada var olan üç “süre”, üç ritim, var, ve zaman ilişkisi, imaj daki sürelerin, imajın tasvir ettiğindeki şimdiyle asla karışmayan birlikte varoluşudur. İşte bu anlamda, Tarkovski montaj ve plan ayrımını reddediyor, çünkü bu, sinemayı plandaki “zamanın baskısı” olarak tanımlıyor. Eğer örneklere bakacak olur sak bu çok açık: Ozu'nun bir naturemorte'u, Visconti'nin bir travellingi, Welles'teki bir derinlik sahası.