Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Tarih ayrıntıda saklıdır!!
GÜZEL İNSANLAR MERHABA!! Mehmet Azimli Hocanın okuduğum 8. kitabı ile karşınızdayım. Mehmet hoca, alıştığım ve sevdiğim tarzı ile zihnimdeki tarih diye bildiğim birçok hikayeyi ters yüz etmeye devam ediyor. Bu, kitabında İslam tarihinde halen tartışılmaya devam edilen bir konuya farklı bir bakış açısı getirmektedir. Bu kitabı tarihe “Asrı Saadet” “Altın Çağ” dönemi olarak bakmayı isteyenler için tavsiye etmem! Zira insan olan yerde her şey beklenir! HASAN-MUAVİYE, döneminde İslam toplumunda yaşanan sancılı dönemleri bu iki şahsı merkeze alarak yorumlamaya çalışmaktadır. Bu ikisinin kavgası aslında İslam öncesi Mekke’de kıyasıya yaşanan Haşimoğulları- Ümeyyeoğulları iktidar savaşının İslami renge boyanmış devamı niteliğindedir. Peygamberin torunları ve Hz. Ali’nin çocukları olan Hasan ve Hüseyin’i bir şekilde duymayan insan yok gibidir. Kerbela Olayında, Hz. Hüseyin ve ailesine yapılanları, trajediyi duymayan yok gibidir. Ancak Hüseyin’in abisi Hasan hakkında birçok insan gibi benimde fazla bilgimin olmadığını fark ettim. Kerbela ve Hüseyin’in yaşadıkları bilinirken Hasan’ın yaşadıkları niye fazla bilinmiyor. İlgin olan Şii mahallede bile Hasan diğer imamlar kadar popüler değildir. Hasan savaşıp ölmediği için biraz tabiri caiz ise “ davayı satmış” gibi görünmektedir. Kitabı bitirince şunu bir kez daha anladım biz insanlar acıyı, ölümü, kutsayan hikayeleri daha çok seviyoruz. Her mahalle kendine ait “büyük tarihi kahramanlar” ve bunların ölüme gidişini ve bunu üzerine bir tarih inşa etmeyi seviyor. “…………….” ölümsüzdür; diyerek ölüme giden insanları seviyor onları kutsallaştırıyoruz. Bu insanlar ölümü değil de yaşamı tercih etselerdi muhtemelen isimleri bilinmeyecekti. Kitaba dönecek olursak, Hasan ve Muaviye; “KAHROLSUN” veya “YAŞASIN” kelimeleri arasında sıkışmadan nesnel şekilde ele alınmaktadır. Aldığım birkaç notu paylaşmak isterim. * Hz Ali, Oğluna savaşa düşkünlüğünden dolayı HARB ismini vermiş, Peygamber, Harun peygamberin oğlu Şebber (İbranice-güzel anlamında) Arapça karşılığı HASAN ismini seçer. İlk defa bu ismi alan kişi olur. * Muaviye kelimesi, sözlükte “erkek köpek talep etmek üzere havlayan dişi köpek” anlamına gelmektedir. *Muaviye kendinden sonra lider yapmak istediği oğlu Yezidi İstanbul kuşatmasına komutan olarak gönderir.İstanbul Fethi ile ilgili hadis bu dönemde üretilen tevatür bir hadistir! *Yezid, Mekke valisi olduğu zaman Mekke’de içki meclisleri kuran sapkın bir insandır. İslam tarihinin en acı 3 olayı onun zamanında yaşanmıştır. Kerbela, Harre Vakası, Kabe’nin taşlanıp örtüsünün yakılması. * Muaviye-Hasan Kavgası bir anlamda ŞAM, KUFE kavgasıdır. Şam asırlardır Bizans, Kufe, ise Sasani bölgesi olmuştur. Bir anlamda birbirinden farklı Irak milliyetçi ve Şam milliyetçilerin kavgasıdır. *Ebu Süfyan’ın eşi, Muaviye’nin annesi olan Hint Hz. Hamza’nın ciğerini söküp dişlemişti. Hint’in oğlu Muaviye’ye ömrü boyunca “İbn Akilet’ul-Ekbat (ciğer yiyici kadının oğlu) şeklinde hitap edilmiştir. * Muaviye “ Savaş pahalıdır” sözü ile olayları savaşa gitmeden önleyen bir siyasetçidir. Her türlü kirli bilgiyi yayarak Hasan’ın çevresini satın almaya veya zehirleyerek öldürmeye çalışmaktadır. * Hasan, ordusuna haklı olarak güvenmiyor. Ordunun küçük kısmı ona güvenmekte, bir kısmı intikam peşinde olan Hariciler, büyük kısmı ise gönülsüz katılan, en ufak sarsıntıda kaçmaya meyilli Kufe insanıdır. * Muaviye, çok zaman Ali ve ehli beyte camide hutbede ağır söz ve lanet okutur. Böylece, insanları tespit edip fişlemeye çalışır. * Ebu Sufyan, Muaviye gibi şahıslar Mekke Fethi sonrası Müslüman olmuşlardır. Çıkarı gereği politik İslam’ı seçen kişilere o zamanlar küçümseyen bir tabir TULEKA denirdi. Muaviye’nin kendi ağzında politikası “ Malımın yettiği yerde dilimi kullanmam, dilimin yettiği yerde de kırbacımı kullanmam, kırbacımın yettiği yerde de kılıcımı kullanmam, Çok çaresiz kaldığım yerde ancak kılıcımı kullanırım. *Hasan Peygamber torunu olmanın nimetlerini kullanmıştır. Kaynaklar 70 ile 90 arasında evlilik yaptığı yazmaktadır. Dini ve politik imtiyaz için kızını vermek isteyen çok aşiret vardı.4 dini nikah yapabildiği için sürekli boşanıyordu. Bu yüzden Hasan’a MITLAK (boşayıcı) lakabı verilmişti. * Muaviye Şam valisi olduğu zaman içki put ve heykel ticaretine devam ediyordu. (Hindistan’a put heykel) KAMU SPOTU; Sevdiği Tarihi dini hikayeleri dinlemeyi sevenler bu kitaptan uzak durun. Tarihi siyah ve beyaz değil ara renkleri ile okumak isteyenler için tavsiye ederim . İYİ OKUAMALAR! SAĞLICAKLA’
Hasan ve Muaviye
Hasan ve MuaviyeMehmet Azimli · Ankara Okulu Yayınları · 201635 okunma
··
471 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.