Geldik bir kitabın ve bir efsanenin daha sonuna. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, size hitap eder yahut etmez. Bir gerçek var ki çok sağlam bir roman. Bütün olarak bakıyorum tabii. Böyle bir romanı kaleme almak bile büyük iş. Kolay değil yani o kadar sayfaya bakınca. Az kalıyor Tolstoy kitapları da bitmek üzere. Bakalım ne yapacağız.
Fransa ordunun şehre yaklaşması, Moskovalıların şehri terk etmeleri, büyük yangın derken şehirden en son Rostovların çıkması dikkat çekici. Önceki kitapta füze patlaması sonucu ağır yaralanan Andrey Bolkonski de en son gidenler arasında. Ayrıca önceki kitapta Sonya’nın destek olduğundan bahsettiğimiz Nataşa’nın bu durumlardan da haberi yoktu.
Pierre karakteri ise tam bir yaz dizisi havasında takılıyor bu kitapta. Napolyon’dan intikam almak istiyor yani onu öldürmek istiyor. Dilenci kılığına giriyor ve bir Fransız askeri de kurtararak kendine nüfuz ediniyor.
İlginç bir sonu vardı yani dürüst olayım finaller konusunda takıntılıyım ve en iyi finallerde bile şöyle daha güzel olurdu demek huyumdan vazgeçemiyorum bir türlü.
Şu Nikola, Sonya’yı bırakıp Prenses Mari ile evlendi. Ah be kardeşim,en çok tuttuğum karakterdin. Sen de üzdün beni. Gitmeden önce senden bahsetmeden gitmek istemedim bak en son senden bahsediyorum gene.
Hepimize iyi ve sabırlı okumalar diliyorum..