Ayın son kitabı ve İran edebiyatından okuduğum ikinci kitap oldu. Daha önce Sadık Hidayet'in "Kör Baykuş" kitabını okumuştum. O kitap romandı. Bu sefer bir şiir kitabı seçtim.
Füruğ Ferruhzad'ın şiirleri methedilen ve okunması gereken şiirler arasında bulunuyordu. Çoğu şiirler bana biraz aşırı gelse de yine de okuduğuma memnunum.
Kitabın sonunda Furuğ'a Ağıtlar diye bir bölüm var. O bölümde Furuğ'a yönelik birkaç şiir söylenmiştir. Bunlardan bir tanesini Yezdanbahş Kahraman'ın yazdığı şiiri aşağıya bırakıyorum.
... özgür bir aslan kadındı o
ama
para pul, mevki makam
peşinde değildi ki
yerlere eğilsin namerdin
önünde
gitti o... ve gitti... ve gitti
o var... ve var... ve var
takati kalmamıştı nefes alıp
vermeye
sonunda
parçalandı kafes
yazık oldu sana ey Furuğ
ey halkının dostu
ey yalanın düşmanı
öldün
ama doğrusu
senin ölümün, hayatındı
evet,
sen halkının kalbinde
yaşıyorsun
zira gerçek ölüm, utancın
kölesi olmaktır
zira
gerçek ölüm
utancın kölesi
olmaktır.
Yezdanbahş Kahraman
Beğendiğim alıntılar :
#kitapalıntıları :
yakıyor beni bu riyakârlık, hilekârlık
bir çocukluk rengi istiyorum
...
benim bu bunalmış kalbim ve bu ışığın yükü?
âh mezarın dibinde hayatın hayhuyu?
...
gece, ıslak yollarda
kaç kez sordum kendime bende
yoksa hayat, gölgelerimizin derinliklerinde mi renklenmekte
yahut biz dediğimiz, kendi gölgelerimizin gölgesi mi?
...
Bir kitap, herkesten uzak bir köşe, şiir, sessizlik
hayat lütuf bana, sevinç sebebi
ne gam cennete çıkmasa da yolum
kalbimde buldum sonsuz cenneti
...
ve işte böyledir
biri ölür
ve geride kalır biri
hiçbir avcı
çukura dökülen sığ derede
inci avlayamaz
heyhat mutlu ve huzurluyuz
heyhat mahzun ve suskunuz
mutluyuz çünkü seviyoruz
mahzunuz çünkü bir bedduadır aşk