Kesinlikle çok güzel çok beğendiğim bir kitap oldu. Özellikle 20-30 yaş arası gençlik-orta yaş buhranlarında olanlar,anlam arayışında olup nerden ne okusam da bu sorunun cevabını bulsam hayatımı ona göre şekillendirsem diyen herkes okumalı. Kısacası okuyun, okutun,tavsiye edin,hediye edin öyle bir kitap. Öncelikle ben kpss çalışırken, logoterapi kısmında gerçekten çok mantıklı fikirler,iyi bir psikolojik yöntem diye ben buna katılıyorum diye düşünmüştüm sınavdan sonra bir araştırayım diye bunu demiştim ama sınav bitince unutmuşum tabi,sonra numerusun tavsiyesiyle ve her yerde görünce almaya karar verdim zaten sorgulamasını da yaptığım bir mevzuydu. Açıkçası sadece soruları sorup sorup cevaplamadan bırakan kitaplar gibi olacak diye düşünmüştüm ama ÖYLE OLMADI.. Kitabın ilk kısmı yazarımızın nazi kampındaki günlerini anlatıyor,burda bir itiraf daha: acaba bu kısım çok kötü de okuyamaz mıyım,sıkılır veya çok mu üzülürüm demiştim başlamadan ama hiç öyle değildi. Çok dozajında yazmıştı bu kısmı yazar,ne çok uzatıyor ne detaylı ayrıntı veriyor ama ne anlatmak istediğini hayata nasıl tutulduğunu mesajını da çok güzel veriyor. Bu kısım bana "hayat güzeldir(life is beautiful)" filmini de hatırlattı, tabi filmdeki kadar polyanna bir bakış açısı değil ama güzel. Film de çok güzeldir izlemeyen varsa izlesin mutlaka. İkinci kısmıysa logoterapiyi yani anlam bilimini anlatıyor,bazı vakalardan örnek veriyor. Bakış açısı değişen insanların acıya bile katlanma şekillerinin değiştiğini büyük bir özveriyle acıyı sırtlandıklarından bahsediyor. Tabi gereksiz yere acı çekmenin de bir mazoşistlik olduğundan bahsediyor. Aslında bu bizim dinimizin de düsturu olan "Güzel bakan güzel görür, güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır." Mesele acıya bile farklı açıdan bakıp onu kabullenmekte ve ordan kendini gerçekleştirmekte. Hayatın anlamının her insanın kendine özgü olduğundan bahsediyor. Herkesin başına gelecek seçimleri ve seçimlerin sonucunu kaldırmak. Onları halletmesi yani irade göstermesi ve kaderini yaşaması. Ve bir de bir filmi nasıl ki yarısından anlamıyorsak,her bir kare güzel ve etkileyici ama asıl anlatmak istediğini en son film bitince anlıyorsak belki biz de gerçek anlamı ölüm döşeğinde anlayacağız diyor. Ama o zamana kadar da hayatı dolu dolu yaşayacağız,her an biricik ve geri getirilemez olduğudna onu ne kadar doldurabildiğimize bakacağız.. Böyle yaptığımız zaman yaşlanınca da gençlere özenmeyeceğiz çünkü zaten hepsini kendi hayatımızda yapmış olacağız. Zaten yaptığın şeylere sonra özenmezsin. Bu konu da benim aklıma takılırdı,böylece çözüm bulmuş oldu. Sonuç olarak kitabın birçoğunu çizerek okudum ve mutlaka bir süre sonra tekrar okuyacağım,birkaç yıl sonra tekrar ve tekrar...ki ben öyle bir kitabı 40kere okuyan biri değilimdir başka okunacak ve öğrenilecek bir sürü kitap varken aynı kitabı niye tekrarlayayım derim.Buna rağmen...

İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,2bin okunma

·

26 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sebhoca