Kitabın çıkış noktası enteresan fakat hikayenin işleniş biçimi bana oldukça sıkıcı geldi. Gerçeküstü olmaya çok yakın bir evren var romanda. Latin Amerika edebiyatında bu tür bir durum görmek elbette şaşırtıcı değil. Yapmaya çalıştıkları şeyi takdir etsem de bu tarzdaki eserlerin içine bir türlü giremiyorum. Gevişgetirenler Zamanı da öyle bir eser oldu benim için. Her şeyi niye bu kadar abartıyorsunuz ki diyesim geldi romanı okurken defalarca. Karakterler arasındaki münakaşalar ana kurguya ne açıdan hizmet etti anlamadım. Böyle bir çaba var mıydı onu da bilmiyorum. Öteki korkusu ve düşmanlığına odaklanan bu roman çok daha sade yazılabilirdi gibi geldi bana.
Romanla alakalı dikkatimi çeken hususlardan biri bu romanı Türkçeleştiren kişinin 88 doğumlu olması. Diğer pek çok çevirmenden genç olan Canberk Koçak bence gayet iyi bir iş çıkarmış. Çevirmenlerin belli bir yaşı almış olması gerektiğini öne süren ve aslında genç düşmanlığı gösteren kişilere karşı bu roman oldukça güzel bir cevap olabilir.